Böyle diyor "Bir Tereddüdün Romanı"nda Peyami Safa. İnsan merak ediyor bu roman yazıldı mı, yoksa yaşandı mı. Nedense Peyami Safa'nın romanlarında kendisini anlattığını tahmin ettiğim bir karakter olur daima. Her roman yazarı eserlerinde parça parça kendini anlatır, ama kurgu ve yaşanmışlığı teraziye koysak Peyami Safa'da kurgudan ziyade yaşanmışlık ağır basıyor sanki.
Yazarın okuduğum 5. kitabıydı. Bence olay örgüsü yeterli değildi; ancak üslup, psikolojik tahliller, tespitler, betimlemeler, kitabın felsefesi bu eksikliği tamamlıyordu. Yalnızız'da olduğu gibi burada da roman sanatının gereklerini dışlamadan fikirlerini anlatıyor. Yani bir düşünce etrafında olay örgüsü şekilleniyor.
Peyami Safa öyle bir yazar ki onu her okuduğumda kelimelerimin ne kadar güçsüz olduğunu, kendimi ifade ediş konusunda ne kadar zayıf olduğumu fark ediyorum. Peyami Safa beni benden daha iyi anlatırdı eminim.
"Bence kitap demek bir defa okunmak için yazılan şey değildir."(syf 23) diyor Peyami Safa. Bu kitap için böyle düşünüyorum ben de. Okurken bir yandan hiç bitmesin istedim, bir yandan da elimden bırakamadım. Tereddüt etmeyiniz, okuyunuz.