Aslında tarihi, onu yaşayan insanların deneyimleri, karşılaştıkları güçlüklerle savaşma biçimleri, mutluluk ve mutsuzluklarının nedenleri, giderek kişilikleri yapar. Tarihe adları geçmemiş insanların gerçek yaşamları, tarihsel gerçekliğin bilinmeyen yüzüne gönderir bizi. Bir Türk Ailesinin Öyküsü, bu yüzyılın başında doğan bir ailenin acılar ve sevinçlerle iç içe yaşanmış, olağandışı öyküsü olarak alınabilir. Yalnızca bir okur olarak tanıklık edenleri bile düpedüz yaralayacak bir yaşam serüveni.
Savaşın yıpratıcı etkilerinden değişim içinde bir topluma yol alan bu serüven, bir ailenin sarsıcı anılarını bırakmıştır ardında. Bu arada çocukluk günlerinin aslında ne denli çarpıcı gözlemler barındırdığını da anlatıyor bu anılar. Sonunda İrfan Orga'nın küllerini savuran rüzgâr, işte bu ailenin tarihine tanıklık ediyor. İngilizce konuşulan ülkelerde çağdaş Türk edebiyatının dikkate değer bir örneği olarak değerlendirilen Bir Türk Ailesinin Öyküsü, gecikmeyle de olsa edebiyatımız içinde yerini alıyor.