Herkese mutlu pazarlar...
Eylül adlı eseriyle tanıdığımız Mehmet Rauf'un kitaplarını, dilini az çok biliyoruz. İstanbul'un zenginleri arasında geçen aşk romanları yazıyor yazarımız. "Böğürtlen" isimli romanı da aynı tarzda yazılmış. İlk başlarda sıkıcı olduğunu sanmış ve biraz da bırakmak istemiştim ama sonra, diğer sayfaya geçmek için büyük bir heyecanla devam ettim okumaya. Yani biraz dişinizi sıkarsanız kitap kendini okutturuyor.
Sevgili Rauf, bu kitabında da psikolojiyi hissettiriyor bize. İsmin bir benzetmeden türeyişi vs. yazarımız her zaman olduğu gibi bir eser koymuş önümüze.
Gelelim romanın içeriğine...
Pertev isimli; yakışıklı, zengin, kibar, Avrupa beyefendisi bir kişi var. Pertev, Müjgân isimli, yine zengin bir hanımefendiye aşık oluyor. Müjgân Hanım da öyle hemen yüz vermiyor tabi ki, kitabın "böğürtlen" ismi de buradan geliyor. Pertev aşkından perişan olmuş, Müjgân'ı kazanmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ancak Müjgân Hanım'ın umrunda bile olmuyor bu aşk meşk işleri. Çünkü kendisi artık insanlara pek de güvenemiyor, inanmıyor insan samimiyetine. Haksız da değil hani... Yer yer Pertev beyin, Müjgân hanımın gönlünü alma çabaları; Müjgân'ın ona karşılık vermemesi, bazen lise aşklarına benzemeleri diye diye uzayıp gidiyor bu aşk hikâyesi.
Açıkçası ben kitabı çok beğendim, ilgi çekiciydi. Okuduğum ilk Mehmet Rauf romanıydı aynı zamanda. Hepinize de tavsiye ederim...
Mehmet Rauf'la tanışmamış herkese öneriyorum dostlar. Güzel bir tanışma kitabı bence. Zaten çıtır çerez bir şey. Hepinize iyi okumalar dilerim.