Bir gün ormanda dolaşırken bisikletten düşüyor. Otların arasında yarı baygın bir halde uzanırken, uzun zamandır hissetmediği bir huzur doluyor içine: neredeyse hiç tanımadığını fark ettiği babasının ölümü aklına geliyor. Sonra yaşadığı hayata ait hissetmiyor, kendini ve birkaç gün sonra işini, evini, ailesini terk edip ormana yerleşiyor.
Aslında Doppler bizlere modern dünyanın betimlemesini yapıyor.
Yaşamayı; para, mal, mülk ve kariyer olarak görüyoruz. Hiç bir evde televizyon eksik değil. Olmasa bile dizüstü ve telefonumuzdan film/dizilere ve hazır bilgiye anında erişebiliyoruz.
Bizler kendimizi popüler akıma kaptırmış en iyinin peşinden gidiyoruz;
Daha iyi ev ,daha iyi araba ,daha çok para, daha iyi iş...
Bizler doyumsuzluğumuzdan etrafımızdakinleri görmüyoruz.
Biz *neyin eksikliğini yaşıyoruz da kendimizi ispatlama çabasına giriyoruz? *
Bu kitap hayatta sorgulamamız gereken şeyleri ironi yaparak varoluşu eleştiriyor.
Okuma listenize ekleyebilirsiniz. Şimdiden okuyacaklar keyifli okumalar..