Zweig ruh tahlillerini çok iyi yapan bir yazar. Burada da bir kızın gençlik, masum aşkı anlatılıyor. Piyanist kız bir kemancıya aşık oluyor. İlk başta platonik devam ediyor ama işler ciddileşince her şey o kadar da güzel olmuyor ki burada da her hayalimizin gerçekleşmesinin güzel olmadığını görüyoruz. Daha sonrasında spoiye girmemek için pek bir şey diyemeyeceğim ama hayal kırıklığı, kendi düşünceleri içinde cebelleşme, umut ve umutsuzluk çok güzel işlenmiş kitapta.
"Bir rezaletin içinde bulunarak kendine işkence yapmak istiyordu. Bu yeni rezalet, içinde yanan eskisini unutturacaktı."
"Bazı insanlar aşk için doğmamışlardır onlar için sadece beklentilerin kutsal yağmurları yağar, çünkü onlar aşkların; getirdiği acılara taşımak için fazla zayıflardır."
"Mutlu olabilmek için acı yollardan geçmek gerekiyordu"
"Böyle deneyimler öyle bir acı uyandırır, o kadar korkunç ve derin yaralar açar ki bunu artık acı olarak hissedemezsin; çünkü bütün algılama ve hissetme duyularını kaybedersin. Battığını hissedersin, baş döndürücü yükseklerden nefessiz, isteksiz ve karşı koyma yeteneğinden yoksun olarak düşersin. Bilmediğin ama tahmin ettiğin uçuruma doğru, her saniye yaklaşırsın, zamanın en küçük birimi ile savrularak aşağıya doğru düşersin, o korkunç sana doğru. Bilirsin; kırılacak ve dağılacaksın."