Önceki kitapta Avery, Tobias Hawthorne’ün ölü sandıkları oğlunu kanlı canlı gördüğünü ve hatta onun, okula giderken uğradığı parkta, her gün satranç oynadığı evsiz adam Harry olduğunu keşfetmişti.Aynı zamanda bu oyunu çözme görevi, dedesi tarafından Xander’a bırakılmıştı ama Avery ve Jameson yine rahat durmadılar.
Bu bombayla beraber yeni bir bulmacaya giriş yaptılar ve Toby yani Harry ile ilgili ipuçları bulmaya giriştiler.Toby 19 yaşındayken kendisiyle birlikte iki erkek ve bir kız arkadaşıyla beraber Hawthorne Adası’na gitmişti ve parti yapıyorlardı ancak ansızın bir yangın ve felaket bir fırtına sonucu çocukların hepsi öldü, Toby’nin de öldüğü düşünülüyordu ama bir şekilde hayatta kalmıştı, peki eğer hayattaysa neden evine hiç geri dönmedi?
Bir yandan Toby gizemini araştırırken diğer yandan Avery kendi geçmişini öğrenmeye çalışıyor, tabi Grayson, Jameson, Nash ve Xander’da öyle ve kendilerinden saklanmış bir çok sırrın kapılarını açıyorlar ve bu sırlar onları büyük bir tehlike ve tehditlerle baş başa bırakıyor.Çocuklar kayıp dayıları Toby’i bulabilecekler mi?Bu arayış onları hangi sırlara ve bulmacalara yönlendirecek?
Birinci kitabı sevmiştim ama hala Avery ile ilgili kafama yatmayan şeyler vardı ancak bu kitapla birlikte taşlar yerine oturdu ve ikinci kitabı, birinci kitaptan çoook daha fazla sevdim.Tobias Hawthorne sen neymişsin be, keşke benim de senin gibi bir dedem olsaydı da bulmacalardan, gizemlerden kafamı kaldıramasaydım.İlk kitapta ısınamadığım Zara ise gönlümü aldı bu sefer.Önce Grayson’cıydım ancak bu kitapla birlikte artık Jameson’cıyım.Avery, yürü be kızım!