Kitabı bitireli bayağı olmasına rağmen yeni paylaşıyor olmam, (unuttum! ) kesinlikle ama kesinlikle yaslandığım anlamına gelmiyor. İnsanlık hali.. Aslında birazda serinin bitecek olmasına üzülmemdendi. Çünkü abartılı #yetişkiniçerik kısımlarını bir kenara koyarsak çok güzel dostluklar, aşklar, keyifli üniversite anıları ve kendini bulma hikayeleri okuduk. Yazarın kaleminin akıcılığı zaten tartışılmaz ve ben güçlü kadınları abartmadan ama size hissettirecek derece özel yazan insanlara ayrı bir hayranım. Klişeler evet, sonuna kadar hemde. Ama tadından yemeyecek kadar şahaneler..
Okuduğunuz bütün güzel sevenleri unutun ve Tucker ile tanışın. Kendisinde lütuf niteliğinde bir sabır, şahane bir el lezzeti, umutsuz aşk, gülümseten bir gönül.. Yani her bir özellik özene bezene ruhuna işlenmiş bir adam kendisi. Seriyi bu kitapla neden sonlandırdılar inanın sırf Tucker 'dan ilerisi yazılamaz diye! Gerçi bir ara ağzına vurup 'Olmuyorsa zorlama be yavrum, ben burda kanser oldum.' dememek için zor tuttum kendimi ya neyse! Sabrina ne yaşarsa yaşasın hayata tutunma çabası ve güçlü karakteri ile beni kendine bağladı. Ama! Büyük bir AMA hatta! İnadı bende saç baş yoldurdu. Tamam arkadaşım anliyorum zorluklar çektin ve hep kendi kendine mücadele ettin ama bu çocukta milyon kere sana el uzattı ya.. Hele ki itmek için sunduğu bahaneler inanın onunda saçını başını yolma isteği uyandırdı bende. Tucker'ın annesi ise vurdu ve gol! Onada bir sinir oldum ama anlayışım ve kadının tavırları beni bayağı bi yumuşattı diyebilirim. Yine dostluğun ve aşkın be tabiki yetişkin içeriğin dibine kadar hissedildiği bir kitaptı.