Dünyanın İspanyolca konuşan bölümünün en büyük romancısı denmektedir Miguel Angel Asturias için.
Trilojinin ilk romanı Kasırga'da büyük bir Amerikan tröstünün bakir ormanları sökerek açtığı büyük muz tarlalarında çalışan işçilerin, sıcak, hastalık, kötü yaşam şartları altında ezilişleri, küçük toprak sahiplerinin kumpanya karşısındaki direnişleri, yönetici beyazların kadınlara saldırıları, başkentteki asker ve sivil idarecilerin satılmışlıkları, halkın içten içe bu durumdan rahatsızlığı ve kendi aralarında bunu dillendirmeye başlamaları anlatılmaktadır. Küçük toprak sahiplerini örgütleyen Amerikalı karı/koca direniş hareketine öncülük ederler. Tropikal hastalıklar, ağır çalışma koşulları, yoksulluk ile ezilen halkla onları sömüren yabancılar...
Tüm bu yaşananların en doruğa tırmandığı zamanda amansız bir kasırga her şeyi yokeder.
Kasırga ; burada toplum çatışmalarının, halktan yana olan o esrarlı tabiat güçleri karşısındaki acziyetini anlatırken bir yandan da yabancılara karşı büyük bir yerli direnişin sembolü olarak kullanılmış. Asturias'ın diğer kitaplarında da görüldüğü gibi, bu kitabında da yalın ve vurucu gerçekler, batıl yerli inançlar, hayal ve mizah garip bir düzenle iç içe girmiştir.
Henüz Asturias'ın muhteşem kalemi ile tanışmadıysanız, bir an evvel tanışmanızı tavsiye ederim. Sağlıcakla ve kitapla kalın.