Eric Hoffer, 5 yaşında annesini kaybetmiş, 7 yaşında kör olmuş 15 yaşına geldiğinde tekrar görmeye başlamış. Okul yüzü görmediği için teyzesi ona okuma-yazma öğretmiş. Tekrar kör olma endişesiyle okuma tutkusu geliştirmiş. Babası, ona sürekli "Budala, budala, budala" diye hitap ederken bir gün Dostoyevski'ni "Budala"kitabını görmüş ve " Neye benzediğimi çok merak ediyorum" diyerek kitabı okumuştur. Yazarın bu ilginç hayat hikayesi ve kitapta geçtiğini duyduğum harika tespitiyle kitabı okumaya karar vermiştim. Hoffer şöyle diyordu:"Sürekli öğrenenler dünyayı ele geçirecektir, her şeyi bilenler ise artık var olmayan bir dünyaya ait bilgilerle baş başa kalacaklardır." Kitabı bitirdim ancak böyle bir tespite rastlamadım.
Kitapta kitlelerin oluşumları, bireylerin psiko-politikası, devrimler, dini ve ideolojik hareketler, tarihi olaylar incelenerek geleceğe ışık tutulmuştur.
Her ne kadar kitap, bilgi mahiyetinde besleyici olsa da, sarsıcı tespitlere kaynaklık etse de kitaptaki anlatım sürükleyici değil.
Yazarın birçok yerde önyargılı bir tutum takındığını belirtmeden geçemeyeceğim. "Roma İmparatorluğu'nun çöküş döneminde barbarların göçü, halkın bir yerden başka bir yere kaymasından başka anlamlar taşıyordu."s.38
"Peygamberler de gericilik ve radikalizmin bir karışımı olmuşlardır."s.99
"İslam, güç kullanmak yoluyla kendini benimsetmistir."s.137
Etkileyici olmadığını düşünsem de kitabı okunmaya değer buluyorum.