Kötü Adamın On Günü kitaplarını, Kötü Adamın On Günü sözleri ve alıntılarını, Kötü Adamın On Günü yazarlarını, Kötü Adamın On Günü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üçlemenin ikinci kitabı olan "Kötü Adamın On Günü"nde, romanın kahramanı eski avukat Sadık, içine çekildiği yeni polisiye olaylarla uğraşırken , yaşadığı duygusal çalkantılarla başa çıkmaya çalışıyor...
İlk kitabın kaldığı yerden tempo ve aksiyon devam ediyor...
Mehmet Eroğlu’nun “İyi Adamın On Günü”nden sonra yazmış olduğu “Kötü Adamın On Günü” ile seri devam ediyor. Seriye bayıldığımdan değil, lâkin bir işi yarım bırakmayı asla sevmeyen bu bünyem yüzünden diğerini de okuyacağım sanırım. Derhal bu karakter özelliğini terk etmeliyim!
Sadık ya da bu kitaptaki karakter adıyla “Adil” iyilikten maraz doğmuş olduğunu düşünürek, kötü biri olmaya karar verir. Bu kitap, diğerinden iki yıl sonra, Eskişehir’den İstanbul’a borçluları tarafından getirilip, borcu karşılığı bir davayı çözmelerini istemesiyle başlıyor. Maalesef edebiyatla tek alakası, kitap boyunca Sadık’ın AÖF öğrencisi olduğu bölüm ve bölümden aldığı “Hamlet” ödevinin sonucunda bize aktarılan alıntılar, spoiler. Edebiyat babında bulacağınız tek nokta bu.
Öte yandan, Agatha Christie’yi eleştirdiği bir nokta var yazarın, Sadık’ın Buket’i ziyaret etmeye gittiğinde. “Christie’nin kötü bir polisiye yazarı olduğunu, çünkü bütün düğümleri finale saklamanın saçma olduğu” minvalinde söylediği sözler, finalde yazarın aynı çukura düştüğünün bir başka kanıtı. Son ana kadar “katil kim?” diye okuru dolandıran biri ne yapmış olur ki?
Son olarak, Pınar isimli kızın “reşit mi, değil mi?” gibi sorular bana pedofili bir hikaye okuyormuşum gibi hissettirdi. Muhtemelen de öyle idi. Bu yüzden iğrendim, zaten sonlara doğru yaşandığı için bitireyim modunda idim. Tavsiye etmiyorum, özellikle bunu normalleştirmeye giden eserlerle aramda her zaman uçurum olacak!
"Senden bir şey istesem yapar mısın ?" Gerçeğe dönüş ! Para isteyecek? Hem de bu tonla fısıldarken. Ama istemiyor; beni utandırıyor. "Saçımı okşar mısın ?"
Okşuyorum. Annesiymişim, onu bir türlü sevmeyen sevgililerinden birisiymişim gibi, Saçları yumuşak, tenininse sıkı, gergin bir dokusu var; elim yanağına kaydıkça hissediyorum. Burnumdaki kaşıntı boğazıma iniyor. Canım sigara istiyor. Bir çığlık duyuyorum. Martılar gece mesaisine başlıyor olmalı. Caddenin bu tarafında gece sessizliğin içinde uyuyorken garip, rahatsız edici bir çığlık bu.
Neden herkes benden sevgi, dostluk, yardım bekliyor ? Bekleyen benim...
Kahramanımız Sadık’ı en son Fatoş ve Meral’le Eskişehir’e uğurlamıştım. Orada eski bir evi restore edip otel yapacaklardı. Ama evdeki hesap çarşıya uymamış. Fatoş’la evlenmişler, üstelik bir kız bebek bekliyorlarmış. Ama maalesef Sadık doğumda hem Fatoş’u hem de bebeğini kaybetmiş. Eşinin ve çocuğunun cenazesinden dönerken trafik kazası geçiriyor.
Mehmet Eroğlu 'nun yeni kitabı “Sakin Adamın On Günü” "iyi Adamın" / "Sadık Demir" serisinin dördüncü kitabı 19.01.2024’de satışa açılıyormuş. Muhtemelen “Varlıklar 2” seneye kaldı.
Serinin Kitapları:
1-
Sevmek değil, sevdiğini kaybetmek zor: Kaybettin mi Hamlet oluyorsun... Ama düşüncemi sese dönüştürmüyorum. Yararı yok, üstelik aklımda büyüyüp duran o şey, üçüncü acı cephesini açmak üzere.
Kötü Adamın On Günü
Serinin 2.kitabını yine çok beğendim. Çok akıcı dili var .Gayet sürükleyici, farkına varmadan bitiveriyor .Mehmet Eroğlu nun ayrıca psikolojik tahlilleri de güçlüdür.Sağlam yazarlardandır .Filmini de tavsiye ederim