"Elindeki kâğıdı bırakıp arkana yaslanıyorsun. Nilüfer'e kalırsa, Von Stepanik'in Almanya'dan kaçışının nedeni kurt köpekleri. Ürettiği köpeklerin Nazi kamplarında kullanıldığını anladığında, 'İyi yetişmiş bir kurt köpeğinin, dolu bir silahtan farkı yoktur,' der dururmuş adam çevresine." (syf, 339)
"Yayımcısına gitmiş, yeni bitirdiği çevirinin son bölümünü vermek için. Adam çok şaşırmış, 'Siz perşembe günü gelecek değil miydiniz?' diye. Şimdilerde Joyce Carol Oates'den bir roman çevirmek istiyor. Yayımcı öyle bir yazarın bizim okuyucuya göre olmadığını söyleyip geri çevirmiş." (syf, 128).
"Yabancı ülkelerden getirdiğin soğanlara, tohumlara burun kıvırır, el sürmezdi. 'Bunlar kabak gibi açar, göz alır, kokuları nerede?' diye alay ederdi. O da senin gibi, set üstünde, denize karşı açan, beyaz Osmanlı güllerine tutkundu. Hafif, taze kokuları, büyüyüp açıldıklarında cana işlerdi. 'Temiz kokuyorlar,' derdi bahçıvan. 'Gönülden, kıskanmadan veriyorlar bunlar kendilerini bahçeye. Sizi seviyorlar hanım. Onlarla konuşmaya başlayalı bakın nasıl budaklanıp geliştiler.' " (syf, 211)