Dünyanın bir ucunda, Magellan Boğazı ve Beagle Kanalı çevresindeki ıssız adaları kendine mesken edinen, her türlü kural ve dayatmalardan tiksinip, özgür bir yaşam uğruna gönüllü sürgün olmuş bir adamın yaşam öyküsünün anlatıldığı roman, klasik Jules Verne kitaplarından oldukça farklı. Yazar, ömrü boyunca yaşadıklarından çıkardığı dersleri adeta bir itiraf gibi okuyucularına sunmak istemiş. Özgürlüğe ne kadar düşkün olduğunu, yaşadığı dönemde hiçbir siyasi sistemin kendisini tatmin etmediğini bilenler, hayalkırıklığı içinde bu kitabı yazdığını anlayabilirler. Ne yazık ki kaçış, roman karakterine çare olmuyor ve denese de mecburiyet ve sorumluluk duygusu yüzünden "medeniyete" dönmek zorunda kalıyor. Fakat bunun nasıl olduğunu merak edenlerin bir an önce bu kitabı alıp okumaları gerekiyor.
Romanı okurken bir elimde atlas vardı her daim. Issız ve uzak coğrafyalara aşık bir okurun mutlaka gitmek isteyeceği bir anlatımı var ki kitabın, ölmeden görmek nasip olur inşallah bu adaları!