Yenikapı Mevlevihanesinin son Mesnevihanı Tahirü’l-Mevlevi’nin hayatının büyük bölümünü adadığı bu çeviri Sayın Tuğrul İnançer’in belirttiği gibi en önemli Mesnevi çevirisidir. Kullanılan dil çok sade ve genel okuyucunun anlayabileceği şekildedir. Tahirü’l-Mevlevi Esad Efendi’den sonra Fatih Camisinde geniş bir kesimin takip ettiği Mesnevi dersleri yapmaya başlamıştı. Bu derslerde İsmail Ankaravi’nin tercümesi esas alınmıştır. Elimizdeki çeviri bu derslerin sonunda ortaya çıkan nefis bir eser olmanın yanı sıra İsmail Ankaravi’nin Mesnevi tercümesi rehber alınarak meydana gelmesi açısından önemini daha da arttırmaktadır.
1032 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 2015
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

616 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mevlânâ'nın en büyük eseri Mesnevi'sidir. Eser, aruz ölçüsünün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün kalıbıyla Farsça yazılmış olup 6 cilt, 25618 beyittir. Varlıkta birlik (Vahdet-i Vücûd) anlayışını birtakım kurmaca/hayali veya gerçek olaylardan hareketle anlatmaya çalışan didaktik (öğretici) bir eserdir. Mevlânâ'da hakiki
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,773 okunma
2070 syf.
10/10 puan verdi
Okudum,okudum, okudum.... her günüme eşlik etti uzun zamandır... Bazen mutlu anlarımda bazen sıkıntılı anlarımda bazen gece uykudan uyanıp, bazen uyku tutmadığında, bazen bir sohbet esnasında çıkarıp, çevirip sayfaları okudum. Mana aradım yaşadıklarıma bazen Mesnevi'nin içinde, bazen de mana çıkardım yaşadıklarımdan Mesnevi'den... Eksik olduğumu değil hiç tamamlanamayacağımın korkusunu yaşadım bazen. İnsan olduğumu değil iyi bir insan olamayacağımın korkusunu da tabi. Vicdanımla çok yalnız bıraktı beni, hatalarımla çok yüzleştirdi. Doğru bildiklerimden şüphe ettirdi çoğu zaman da.. Ama hep yol gösterdi okuduğum her kelime her cümle. Okudukça şanslı hissettirdi bana kendimi. Cesaret edememiştim başta okumaya çünkü. ya anlamazsam diye ya anlayıp ders çıkarmazsam diye. Yanlış yaşanmışlıklara en doğru dokunuşlar var her kelimesinde.. Hele de inanan biriysen Yüce Allah'ın varlığına. Okudum bitirdim ama; her anımda dönüp açıp sayfaları unutmamak ve her an hatırlamak için okumaya devam edeceğim. Derinlemesine ve hassasiyetle tercümesini yapan merhum Şefik CAN' a Allah'tan rahmet diliyorum. Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi eksik etmeyin hayatınızdan.
Mesnevi Tercümesi
Mesnevi TercümesiMevlana Celaleddin-i Rumi · Ötüken Neşriyat · 20213,773 okunma
8/10 puan verdi
~HAZRETİ MEVLÂNÂ CELALEDDİN-İ RUMÎ' Yİ ANMA VE ŞEB-İ ARUS ETKİNLİĞİ~
Hamdım, piştim, yandım Bu üç cümleden ibarettir Hayat. İnsan hamdır, nefis ile mücadelesi ile başlar pişmesi, taki Allah'dan gayri herşeye Lâ diyerek başlar sanırım yanması. Bizim haddimiz değildir ki, Derya' yı incelemek naçizane elimizden gelenleri paylaşmak istedim...
MERDÜM İ DÎDE
MERDÜM İ DÎDE
,https://1000kitap.com/masaldanalinti ,
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,773 okunma
888 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Neye inanmalı?
Uzun zamandır inceleme yazmamış olmanın acemiliğini çekiyorum şu an. Yazım, anlatım, ifade zorluğu ya da yanlışlığı yaparsam affola :) Öncelikle aslında Mesnevî incelemesi yazmayı düşünmüyordum ama en azından esere ya da düşünce tarzına bakış açımı ufak da olsa ifade etme ve farklı bir bakışla belki de biraz eleştirel yaklaşma ihtiyacı hissettim.
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Yeni Şafak Kültür Yayınları · 20043,773 okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tasavvuf olmadan,Mevlana,Şems olmadan,Yunus Emre,Tapduk Emre,Ahmet Yesevi,Hacı Bektaş-ı Veli olmadan bir yaşamın sürdürülebileceğini mantığım asla kabul etmiyor.Hatta boş ve/veya eksik bir yaşamdır..Başucumda duran bir kitap..Okumakla bitmez,anlayıp,idrak edip hayata geçirmek gerek..Bu kitap bize şunu öğretiyor,"Allah bizimle olay diliyle konuşuyor"..Öğrendiğim her satırda kalbime inceden inen bir sızı oluyor nedense..Hatta çoğu zaman şuan içinde yaşadığım çağa ait olmadığımı hissederim.Bu his çoğu zaman beni yoklar ..Bu nedenle her şeyi okuyun mutlaka ama Mesnevi'siz olmaz!Yaradanı tanımadan,kendimizi,başımıza gelenleri bilmeden,hayatın nasıl'larını neden'lerini sorgulamadan,idrak etmeden,idrake varıp ta tefekkür etmeden,tefekküre dalıp ta tekamüle ermeden bu diyardan göçüp gitmek olmaz!..Baki bir idrakle yaşamayı salık veren büyük kitap,hayat rehberi...
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Panama Yayıncılık · 20133,773 okunma
1032 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Her okuyuşunuz da farklı bir anlam çıkaracağınız mükemmel bir kitap , hikayelerin birbiri ardına girift bir şekilde girmesi olaylara bakış açısı gerçekten yolunuza Işık tutacak bir kitap
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Kırkambar Yayınları · 20183,773 okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Gelin aşkı birde “Ney”den öğrenelim: Ney özvatanından,kamışlıktan ayrıldığı için inlemektedir,feryad etmektedir.Bizlerde ney gibi özvatanımızdan,ezel aleminden,sonsuzluktan faniliğe sürgün noktasında geçici olarak ney ile aynı kaderi paylaşmaktayız. “Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim.” Sezai KARAKOÇ’un bu muhteşem dizeleri geliyor aklıma bu fasılı okurken.Ney hasretinden yanıp tutuştuğu vatanına özlemde bizler ise yeri geliyor aşkı,sevdayı günlük içi boş kelimelerle,geçici heveslerle dolduruyoruz.Bir ney olamıyoruz.Halbuki aşk,önce sevda olmalı kor alev olup içimizi yakmalı bize gerçek aşkı sevgiyi öğretmeli madde elbisesinden ayrılıp ilahi visale ulaşmalı.Dünyevi aşkı bir berat olarak kullanıp daha yukarıdaki basamakları bir bir çıkıp ilahi aşka ulaşmalı.Ne mutlu sevmenin hakkını verebilene hakkıyla sevebilmek,sevilebilmek ümidiyle...
Mesnevi Tercümesi
Mesnevi TercümesiMevlana Celaleddin-i Rumi · Ötüken Neşriyat · 20213,773 okunma
911 syf.
·
Puan vermedi
Mevlana / Mesnevi-i Şerif
"Her ne kadar Şems sevdalısı olsamda, Mevlana'nında yeri başkadır bende ! Şeb-i Arus ! Mevlana'nın ilahi kaynağı ile buluştuğu gün. Bizlere göre ölüm, ona göre düğün. Hiç sorguladık mı acaba "yaşamak" nedir ? Biz neye göre yaşadığımızı idda ediyor, onlara ölü diyoruz ? Acaba her nefeste ölümü soluyan yaşamak adı altında, her gün ölümü yaşayan bizler olamaz mıyız ? Onlara neye göre ölü demekteyiz ? Görüntüleri, bedenleri artık burada olmadığı için mi ? Ya bizler görüntülerimize, bedenlerimize güvenerek mi yaşadığımızı idda ediyoruz. Mevlana'nın hatırına bu soruya düştüm. Üst bilinç olan Mevlana ölümü, düğün günü ilan etmişse, ya ölüm dediğim şey, bedeni öldürmeden bir çıkış yolu ise. Beden hala görünürde iken, anlaşılması gereken bir eşik ise. Mevlana, ölümü bize anlatıldığı gibi bir son olarak algılamamış ama bunu henüz bedene bağlı iken çözmüş. Bu sebeble ölümü, düğün olarak kabul etmiş. Geldik en büyük felsefemize ; Tasavvuf, Felsefe, Ezoterizm vs vs vs nerden bakarsak bakalım hepsi aynı cümleyi söylüyor "Bedeninize örülen etten duvarı aşın ama sakın ölmeyin " ! O zaman tefekkür zamanı, akıl bize boşa verilmedi ! Hikayeni ölmeden önce HATIRLAMALISIN ! Sahra çölü sırlıdır. Sahra'nın Gökkubbesi, kıymetli bir Gökkubbe. Sahra benim için önemli. Evvel ahirde verilen sözlerin tutulma yeri. Kuma bastığımda bedenimde ki dna titremişti ve o an hikayemi HATIRLADIM !
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Araf Yayıncılık · 20133,773 okunma
804 syf.
8/10 puan verdi
Mevlana'yı Mevlana yapan, herkesin okuması ve kitaplığında bulunması gereken harika bir eser olarak dikkat çekiyor. Farsça ve aruz ölçüsü kalıplarıyla kaleme alınan kallavi bir eser...Çünkü altı cilt ve 25618 beyitten oluşuyor. Dilin karmaşıklığına rağmen, eseri olabildiğinde sade buldum. Yani Türk romanları gibi bir yalınlık değil; lakin okuduğunuzu anlayıp o eserin derinliğine hakim olabiliyorsunuz. Didaktik ve sorgulatıcı özellikleri ağır basıyor. Konu olsrak açabilmem zor, çünkü Mevlana hayatın içindeki her şeyi eserine koymuş. Bunları ayetler, hadisler ve gerek kurgu gerek gerçek hikayeleriyle dokumuş. İnsanı iyisiyle, kötüsüyle, her yönüyle anlatmış. Varlık sorununa tüm derinliğiyle değinilmiş.
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Doğan Kitap · 20153,773 okunma
2070 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
732 günde okudu
Öyle bir eser ki, seveni de sevmeyeni de okur, her okuyan farklı şeyler duymaya başlar yüreğinde, kimisi masallar bunlar der, kimisi baştan başa şeriat yüklü, herkesin gözlüğü farklı tabii sizde bir okuyun bakalım neler hissedeceksiniz bu aşk yolculuğunda Türkiye Yazma Eserler Kurulu Başkanlığı Yayınlarından olan bu kitap özel kolleksiyondan tıpkı basım bir cilt, yani Farsça, diğeri de günümüz Türkçesine tercüme. Son derece şık ve kaliteli bir baskı.
Mesnevi
MesneviMevlana Celaleddin-i Rumi · Kaynak Kitaplığı · 20143,773 okunma

Yazar Hakkında

Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i RumiYazar · 122 kitap
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı. Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler. 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi. Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler. Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu. Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.