İlkel çağlardan bu yana insanlar bir koruyucu güce inanma ihtiyacı duymuşlar, metafiziksel varlıklara inanma eğilimi göstermişlerdir. Eskiden beri kitleler, kendini diğer azınlık kitlelerden üstün görme çabasına girmiş, bunu da dini üstünlükle kazandığı takdirde önüne geçilemez bir güce sahip olmuşlardır. Dünyada en etkin iki dinden biri olan Yahudilik, yönetimi elinde tutan, Hıristiyanlığa karşı tek güçlü otoriter silah niteliğinde, tarihi ve kökeni bakımından da eski ve geleneksel bir inanıştan gelir. Bütün dini güçler, korku ve baskı ile, hakimiyeti eline almış, Tanrı'yı sahiplenmeye çalışmıştır. Hz.İsa'ya Tanrı'nın oğlu demeleri, buna en iyi örneklerdendir.
Başta Yahudilik, Musevilik, Hristiyanlık olmak üzere, diğer dinlere de değindiği, Sigmund Freud’un kendi dinini de eleştirdiği bir kitap. Yazar dinler üzerine psikanalist tespitler yapıyor. Yıllardır Yahudilerin başına gelenleri ve Yahudilerin dünyaya hakim olma çabalarını, Musa'nın kavminin kökeninini, yahudi toplumunun psikososyal durumunu, liderlik kültünün toplum üzerindeki etkisini, araştırmaları ile ortaya koyuyor. Kitaptaki bir diğer iddia da, Hazreti Musa'nın Mısırlı olduğu yönünde.. Bunun gibi Sigmund Freud’un, tarihsel bulguları, psikanaliz eşliğinde değerlendirilmesini yaptığı bir eser. Türü sevenlere tavsiyemdir.
#MusaveTekTanrıcılık
#sigmundfreud
^
^
#alıntı
Tanrı'yı elinde tutan kimse, O iktidardır ve sürüsü de çok olur.
^
^
@olimposyayinlari #bloghemsire #edebiyat