Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Narsist Hakkında

Narsist konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Narsist (Narcisse), Fransa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde iki yüz yıldır sahnelenen ve hâlâ güncel olan Rousseau’nun yapıtı Türkçe’ye ilk kez çevrildi. Rousseau bu piyesle mitolojideki Narsizm (Narcissisme) mitini yeni bir bakışla ele almaktadır. Onun narsisti (Valère) tam olarak mitolojideki Narcisse’e benzemez. Kendini seven kızı yüzüstü bıraktığı için tanrılar tarafından cezalandırılmış ve ölünceye kadar sudaki suretine bakmaya yargılı biri değildir. O yalnızca biraz kadınsı, biraz da kendini beğenmiş biridir. Piyeste onun bu özelliği, kadına benzetilerek yapılmış bir portresine bakması sağlanarak sergilenir… Bu oyun izleyiciye şu soruyu sordurur: Narsizm gerçekten “kişilik bozukluğuna” bağlı bir sayrılık mıdır, yoksa herkeste az ya da çok bulunan doğal bir kişilik özelliği midir? Bir de Rousseau’nun bu yapıta yazdığı uzun bir önsöz var ki, bu da en az yapıtın kendisi kadar önemlidir. Bu önsöz, ülkemizde hâlâ tartışılan Rousseau’nun bilime ve sanata bakışına ışık tutacaktır…
Çevirmen:
A. Kadir
A. Kadir
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 16 dk.Sayfa Sayısı: 80Basım Tarihi: Nisan 2019Yayınevi: Doruk Yayımcılık
ISBN: 9789755537283Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 56.3
Erkek% 43.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Jean-Jacques Rousseau
Jean-Jacques RousseauYazar · 28 kitap
İsviçre'nin Cenevre kentinde doğmuştur. Bir saatçinin oğludur. Babası Topkapı Sarayı'nda saat tamirciliği yapmıştır. On yaşında eğitimine bir din adamının yanında başlayan Rousseau, daha sonra bir gravürcü ustasının yanında çalışmıştır. 1728-1738 yılları arasında, sekreterlik, müzik hocalığı ve tercümanlık yaparak, Fransa, İtalya ve İsviçre'de dolaşmıştır. Fransa'da yazıları yasaklanınca daha sonra aralarının açıldığı dostu David Hume'un daveti üzerine İngiltere'ye gitti. Daha sonra Batı İsviçre'de Neuchatel'e sığındı. Kalvenist olarak vaftiz olmuştu. Torino'da Katolikliğe geçti, daha sonra tekrar Kalvenist oldu. Bu sebeple doğduğu şehir olan Cenevre'de ateist suçlamalarına mâruz kaldı. 1749'da Ansiklopedinin müzik bölümünü kaleme almıştır. Jean-Jacques Rousseau'nun yapıtlarındaki karmaşıklık onun; doğal hukuk kuramcısı, doğal hakları yadsıyan biri, aydınlanmacı, aydınlanma ilkelerini yerle bir eden biri, demokrasinin inançlı savunucusu, demokrasiyi ayaklar altına alan biri, burjuva liberal devriminin hazırlayıcısı, öte yandan böyle bir devrimin olumsuzluklarını çok önceden gösteren, hatta reformculuğu bile benimseyen biriymiş gibi birbiriyle çelişen ve çatışan çok karşıt düşüncelerle yorumlanmasına sebep olmuştur. Bu sebeple Rousseau anlaşılması güç bir düşünür olmuştur. Kendisini hep halktan birisi olarak görmüş, halktan kişiler arasında daha rahat etmiştir. Rousseau, doğru bir siyasal toplumun temellerini ortaya koyabilmek için olguların bir yana bırakılması gerektiğini belirtir. Çünkü ona göre salt olgulardan hareket edildiğinde, çıkarlar, yararlar ön plana yerleştirilmekte ve böylece adalet, hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Rousseau, güçlünün haklı kabul edildiği, siyasal toplumun kökenine olguları yerleştiren, olgusal verileri ve kuramları eleştirmektedir. Yurttaşı, ortak benliği, halkı, devleti yaratan bir toplum sözleşmesini ve bu sözleşmeye toplumdaki her bireyin dahil olması gerektiğini savunur. Halk olmanın temelinde egemenliğin var olması gerektiğini düşünür. Yasaların olmadığı bir yerde devletten söz edilemeyeceğini savunmuştur. Yasaların, halkın tümü için geçerli olması gerektiğini düşünmektedir. Halk sayısı arttıkça, yönetici sayısının azalması gerektiğini savunan Rousseau, demokrasi, aristokrasi, monarşi” şeklindeki sınıflandırmayı benimsemiştir. Rousseau'ya göre demokrasi biçimindeki hükümette yönetici, halkın tamamı ya da büyük bir kısmıdır. Aristokrasi biçimiyse küçük bir azınlığın yönetimidir. Monarşik hükümette ise yönetme yetkisi tek bir kişidedir. Rousseau'ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olamaz. Ayrıca devletin temelinde dinin de olması gerektiğini savunur. Rousseau; devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir.