'Özlem nedir? Bazen bir eşyaya benziyor, ne görmezden gelebiliyorum, ne yerinden oynatabiliyorum, çoğunlukla yolumu tıkıyor ama odanın bir parçası o ve ben ona alıştım. Ama sonra birden yumruk gibi çarpıyor bana ve içimden haykırmak gerekiyor.'
.
Olga bir hayat gözlemcisi. Aşık bir kadın, kendini durmaksızın büyüten bir eğitimci. Sevildiğinden daha mı çok seviyor emin değiliz ama yıllara yayılan hikayesinde bizi çeken bir şey var. Olga bekleyen bir kadın aynı zamanda. Sevdiği adamı -Herbert- bekliyor örneğin. Daha adil bir düzeni, yeni yerler görmeyi..Çocukluğundan itibaren tanıyoruz onu, savaşlara tanıklık ettiğini biliyoruz, bazen bir göçebe kuş gibi olduğuna tanık oluyoruz. Olga'yı farklı toprakların, farklı zamanın insanları olsak dahi çok seviyoruz.
Bize de şöyle sesleniyor sanki: 'çocuk!'
.
Olga'nın hikayesi beni öyle etkiledi ki. Kitabı elimden bırakamadım çünkü 'şimdi ne olacak' diyen iç sesim bir türlü susmak bilmedi. Hem ağladım hem güldüm, hem sinirlendim hem Olga'nın şefkatinde sakinleştim.
.
Lütfen siz de okuyun.
.
İlknur Özdemir'in özenli çevirisi, Geray Gençer kapak tasarımıyla ~