Bu kitabı okumamla beraber Atatürk'le yolları ayrılmam birdir. Bu güne kadar her zaman Atatürk'ü sevdim, laf ettirmedim ama söylenenilenleri, planlananları en yakın arkadaşları tarafından konuşulunca söylenti olmadıklarını gücün nasıl yozlaştırdığını veya içindeki güç hırsını ortaya çıkardığını anlıyoruz.
Hutbelerle selalarla meclisi açıp din aptalların işi demek halka aptal demektir üstüne hilafeti ve saltanatı kendine düşünmesi, meclisi kendine oy verecek beceriksiz insanlarla doldurması, meclisi açtıktan sonra kenara çekileceğim diyerek temin edip yeminini tutmayıp ilerlemesi diktatörce bir davranış, İnanmayan birinin hilafet makamını kendine düşünmesi bence zalimcedir.
Kurtuluş savaşı sadece Atatürkün başarısı değildir. Atatürk ordunun ve halkın başlındaki komutandır fakat Kazım paşa veya diğer paşalar destek olup katılmasalardı diğer cephelerde savaşmasaydı İstiklal savaşı olmazdı bunun göz ardı edilmesi bütün işi Atatürk, İnönü, Enver Paşa yaptı demek yanlıştır.
K. Karabekir'in bu kitabında gücün yozlaşmasını, hırs sahibi insanları görüyoruz.
Kitap en son Paşamın Musul'u istemesi ve İngiltere'yle savaşa girmeyi göze alması, halkı düşünmemesi üzerine zaten istifa etmek isteyen K. Karabekir'in istifası, Müfettiş(Konya) Ali Fuat Paşa Ankara'ya gelerek istifası Üçüncü Ordu Müfettişi (Diyarbakır) Cevat ve Kolordu kumandanı Cafer ve Tayyar Paşaların istifasıyla Atatürk'ün onuru kırılıp Musul'dan vazgeçmesiyle bitiyor
Komutanlarımızın ruhu şad olsun.