Bu ay "Kadın yazarlar" kapsamında tanışmış olduğum Mine Gökçe Kırıkkanat ,1951 doğumlu, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji mezunu, Cumhuriyet,Vatan,Milliyet ve Radikal gazetelerinde çalışmış, hakkında onlarca dava açılmış, araştırmacı- gazeteci bir yazarımızdır.Deneme,araştırma,inceleme,öykü ve roman türünde yapıtlar veren Kırıkkanat ,şu anda Cumhuriyet te Pazar günleri köşe yazısı yazmaktadır.
Eserleri:
Her Şeye Rağmen
Yalnız Kalem Unutmaz
Allah Allah Bizim Kontesi Kim Sevdi?
Pandispanya
Paris Paris
Amerika Amerika
Aşk Hikâyeleri
Destina
Bir Gün,Gece
Sinek Sarayı
Örtülü Özgürlük
Umudun Kırık Kanatlarında
Aşk Varmış, Aşk Yokmuş
Bir Hristiyan Masalı
Gülün Öteki Adı
Ben yazarın Sinek Sarayı adlı bu eserini okudum.
‘’Bu romanı;
Solaklara, altı parmaklılara, tek çocuklara, eşcinsellere, uzun kitaplardan canı sıkılanlara, sakarlara, tepegözlere, kekemelere, üç böbreklilere, iyi yüreklilere, harcananlara, harcamaya kıyamayanlara, sevgili Gâvur Kâzım ve büyük aşkı Lâdiye’ye armağan ediyorum.’’ cümlesi ile başlıyor eserimiz...
Yazarın 1990 yılında kaleme aldığı bu kitap,içeriği ile ta o günlerden bugünleri göstermiş bize.Burdan da Mine Kırıkkanat'ın öngörü konusundaki yeteneğini açıkça görüyoruz.
Baş karakterimiz Sinan Laforge , Türk bir anne ile Fransız bir babanın,Paris'te hayatını idame ettiren oğullarıdır.Rahat ve özgür bir hayatı vardır ancak gelecek ile ilgili kaygılarından dolayı daima bir ikilem ve endişe içerisindedir.Kafasındaki soru işaretlerinden kurtulmak ve geleceğe yönelik planlar yapmak için Türkiye'ye gelir ve çok yakın bir arkadaşının,Cihangir Bülbül Sokak Çıkmazı ndaki apartmanına yerleşir.İşte olay örgümüz de bu apartmanda yaşayan,toplumca hor görülen,dışlanmış ve yaralı insanların ilişkilerinden oluşuyor.Yaşlı annesiyle yaşayan dul bir kadın , bir travesti , bir hayat kadını , engelli oğluyla yaşayan cüce kapıcı ,pavyonlarda müzisyenlik yapan ikiz kardeşler...Hepsinin tek bir ortak noktası var ki toplumca kabul görmemek.İlgiye,sevgiye ve saygıya öyle muhtaçlar ki...
Ben bu tarz eserleri seviyorum ve ilişkileri çok samimi buluyorum.Çünkü tahmin edebiliyorum ki ,bazı yaşam biçimleri tercih değil zorunluluktur.
Hayat sevince güzel
Sevince tatlı günler
Bir kuşu kelebeği
Bir taşı sevin yeter
Sevince kalbimizde
Ümitler çiçeklenir
Kötülükler kaybolur
Karanlığa gizlenir
Çok sevmeli herkesi
Sevgi ömrün neşesi
Dünyada en güzel şey
Kalpte insan sevgisi
Bu tanışıklıktan çok memnun kaldığım Mine Kırıkkanat'ı okumaya elbette devam edeceğim.