Bazı kitapları sırf ismi bir sebeple beni oku dediği için okumak istiyorum. Sirk Müdürünün Kızı da benim için bu kategorideydi ve yazarın da Sofie'nin Dünyası dışında bir kitabı olduğunu bile bilmiyordum. İşte isim boşuna çekmemiş beni, kitapta harika bir zeka ürünü öykü var. Daha doğrusu öykü içinde hikaye, hikaye içinde masal, okurken bambaşka yerlere götürdü beni. Ama aslında öyküler kesinlikle birbirinden kopuk değil, kitabın sonunda bunu daha iyi anlıyorsunuz.
Çocukluk yaşantıları insanın tüm yaşamında çok etkili. Hatırladığımız çocukluk anılarımızın acaba hangileri gerçekten yaşandı, hangileri hayal gücümüzle bu güne kadar geldi? Ayırt edebilir miyiz?