Tanpınar Huzur yayımlandıktan sonra kendisiyle yapılan söyleşide bir soru üzerine "Huzur devam edecek ama öncesinde Huzur'un öbür kısmını neşredeceğim,yani Suat'ın mektubunu.Küçük bir eser,okuyucu orada Mümtaz'ın meselelerini daha başka bir planda görecektir"diyor.Aslında küçük bir eser diyor ama üzerinde oldukça büyük emekler harcamış arşivlerdeki notlarına bakıldığında.
Suat'ın Mektubu'nda iki bölüm yer alıyor.Birinci bölümde mektubun düzenlenmiş hali,ikinci bölümde ise mektubun orijinal metni var.Tanpınar eserin büyük bir kısmını daktilo ile yazmış (Tanpınar daktilo ile yazmayı kalemle yazmaya tercih edermiş.),sonra eski türkçe ile sayfaların üstüne,altına yanlarına bol miktarda eklemeler yapmış,daktilo ile yazdığı bölümlerin bazılarını çıkarmış.
Suat'ın Mektubu tamamiyle Huzur ile ilişkili.Huzur'u öncelikle okumak gerekiyor.Huzur bir aşk ve İstanbul hikayesi ve Suat burada biraz eksik,biraz yarım kalmıştı.Ben okuduğum halde geri dönüp tekrar kitabı inceledim,hakkında yazdıklarıma baktım.Huzur'da Suat'ı tanıyamadım anlayamadım demişim,eseri okuyunca Suat kafamda tam olarak oturdu.Onun iç dünyasını,düşüncelerini,çektiği ıstırabı,fikirlerinde yer bulan varoluşçuluk yankısını daha iyi anlıyorum şimdi.Suat'ın Mektubunda daha zengin,daha şaşırtıcı ve daha aydınlatıcı bilgiler yer alıyor Suat ile ilgili.
Suat'ın Mektubu Huzur romanında önemli bir yere sahip ne kadar yarım kalsa da Tanpınar külliyatı için önemli bir eser.Huzur'u anlamak ve hikayeyi tamamlamak için okunmalı...