Parmaklarının ucunda duran uzun zaman ayakta kalamaz.
Büyük adımlarla yürüyen çok uzağa gidemez.
Kendini göze çarpıcı kılmaya çabalayan parlamaz.
Kendini haklı çıkaran üne kavuşmaz.
Kendine çok güvenen uzun süre dayanmaz.
‘’Çirkin’’ kavramı Dünya’da herkesin ‘’güzel’’i ‘’güzel’’ olarak tanıması sonucu oluşur. Bütün herkesin ‘’iyi’’yi iyi olarak teşhis etmesiyle de ‘’kötü’’ kavramı oluşur. ‘’Varlık’’ ile ‘’Adem’’ de benzer şekilde birbirlerini doğururlar; ‘’zor’’ ile ‘’kolay’’ da birbirlerini üretir; ‘’uzun’’ ile ‘’kısa’’ birbirini ölçer; ‘’yüce’’ ile ‘’alçak’’ ise karşılıklı birbirlerine eğilirler; ‘’ezgi’’ ile ‘’gürültü’’ birbirlerine uyum bahşederler; ‘’önce’’ ile ‘’sonra’’ birbirini izler.
Mutluluk felâkete dayanmakta, felâket ise mutluluğun altında pusuya yatmış beklemektedir. (Şu hâlde ikisi de birinden diğerine dönüşüp durmaktadır, öyle ki) bu sürecin nerede bir sona erişeceğini kimse bilmez. (Benzer şekilde gözükmektedir ki (mutlak) ''doğru'' da yoktur; zirâ ''doğru'', ''yanlış''a rücû etmek (dönüşmek) eğilimindedir. ''İyi'' bile ''kötü''ye rücû etmek (dönüşmek) eğilimindedir. (Varlık âleminin bu temel kuralını bilmediklerinden dolayı) insanlar uzun zamandır hayal kırıklığı içindedirler.