Herkese selamm️ Uzun bir aradan sonra harika bir kitap ile geri döndüm.
Kitabımız Teğmen Drogo'nun Bostiani Kalesine atanması ile başlıyor. Genç Drogo ilk gittiğinde hemen oradan ayrılmak istiyor çünkü orası Drogo'nun enerjisine, gençliğine, hayallerine uygun bir yer değil. Oldukça sıkıcı. 4 ay orada kalmak zorunda kalıyor çünkü herkes buranın ne kadar önemli ve güzel bir yer olduğunu ve biraz beklerse bunu anlayacağını söylüyor. Bu başlarda Drogo için inandırıcı gelmiyor ancak geçen zamanla yavaş yavaş kaleye bağlanmaya, hayatının merkezi yapmaya başlıyor.
Peki bu nasıl oluyor? Kale'nin bir sihiri mi var? Ya da bilinmeyen bir sırrı? Hayır yok. Ancak nasıl olduğunu okuyarak daha iyi anlayabilirsiniz.
Bana göre insanlığın en büyük sınavından birisi alışmak. Alışmak sancılı bir süreçtir, kabul etmesi zordur. Bazı alışmalar bize iyi hissettirse de bize zarar veren alışma süreçleri de vardır. Bazen zorunda kaldığımız şeylere alıştığımızda hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Alıştığımız şeyle beraber eski kendimizi, hedeflerimizi, hayallerimizi bırakırız. İşin kötüsü bunu bir anda yapmayız. Alışma sürecinde zamanla yaparız. Bu yüzden değiştiğimizin, vazgeçtiğimizin farkına varamayız.
Tatar Çölü o alışma süreceni adım adım gösteriyor aslında. Drogo'nun ilk zamanki fikirleri, davranışları ve son hali arasındaki uçurumu adım adım okuyorsunuz.
Umut etmek, hayal kurmak, alışmak, heves etmek, hedefler, bir şeylere geç kalma korkusu... İnsanı insan yapan tüm noktalara yazar çarpıcı bir şekilde değiniyor. Tavsiye ederim.️