Roman kahramanı Aschenbach gibi güzelliğine hayran hayran baktığım güzel bir deniz manzarasında biraz uzun bir süreye yayarak okuduğum eser birçokları tarafından eleştirilmiş. Yazarı pedofili olmakla suclamaya kadar varmış eleştiriler. Önsözlerin okunmuyor olması bunda büyük etmen bana kalırsa.
Yazarın güzel olana tutkuyu 14 yaşındaki genç Tadzio ile özdeşleştirerek anlatması tepki odağı olmuş. Tadzio bir sembol aslında, sanatçının güzele tutkusunu vermek isteyen yazar bunu başka bir varlıkla da yapabilirdi amaç mükemmele olan hayranlık sonuçta.
Yazar bu hayranlığı genç bir çocukla yapmış. Aşkı ve hayranlığı sadece karşı cinse duyulan bir duygu olarak almazsanız sorun kalmıyor, bunlar insanın sevme ve beğenme arzusunun dışa vurumu sadece. Çoğumuz en güzeli, en iyiyi, en doğru insanı, en mutlu anı kovalamiyor muyuz sonuçta? Yazar da bunu yapmış, sadece hayranlıkla seyretmiş, takip etmiş, bir zarar vermemiş, konuşmamış bile çocukla.
Kendisi Apollon, Tadzio ise Dionysos'tur. Güzelliğe esir olan sanatçının sorgulandığı; sanat ne, sanatçı neyi arar, ahlak, ahlak dışılık kavramlarını da ele alan roman aslında Goethe'nin ileri yaşta Marienbad adlı kentte yaşadığı bir aşk hikayesi olacakken genelleşerek sanatçıya yönelip salgın hastalık sürecindeki Venedik'ten mitolojik unsurlara yönelen geniş betimlemelere sahip.