Başar Başarır'ın okuduğum ilk kitabı. Heyecanlı bir dili var romanın. Üzerinde çalışılmış bir kitap bana çok özenli geldi. Aslında klişe olan bir konusu mevcut. Şöyle ki; internetten tanışıp birden evlenen çiftimizin erkek kısmısı Orhan aslında neye bulaştığını bilmeyen aklı bir karış havada hukuk mezunu bir avukat. Aslı ise bir miras meselesi sebebi ile Avrupa'dan dönmüş bir garip kız. İşin içinde bir de büyük tiyatro yıkımı projesi, miras durumu ve mafyatik durumlar girince değişik bir kitap çıkmış meydana.
SibopBaşar Başarır · Can Yayınları · 2017255 okunma
Küçük kankam Alex* geceleri yüksek sesle müzik dinlediğinden anne ve babasına uykuyu haram ediyor ve Ludwig Van'ın dokuzuncusunu dinlerken kendini; cıyaklayan morukların kafalarını, harika kocaman çizmeleriyle ezerken dikizliyordu hayallerinde.(*
- Kız kısmısı önce evlenip döl alır... Sonra kocası izin verirse işini kurar... Bak, adaşın Sıdıka Atalay iki çocuk büyütüp ööle iş kadını olmuş. Önce bi dünyaevine gir, sonra istersen TÜSİAD’a bile girersin...
Zamane kızlarından olmayalım diye diye başka zamanın kızı olduk. Yeri geldi çağımızdan tiksindik 1600'e gittik; yeri geldi beni uzaya yollayın, 2050' ye, burada hayat yok Elon Musk'ı çağırın dedik. Peki kimin neyin zamanı bu?
Öyle ki artık hangi çağa uzanmamız konusunda koca ummanda şaşkın balıklara döndük. Hangi dünyaya aitliğimiz konusunda yalpaladık durduk. Ait-siz-leş-tik. Modernci sevdalıları tarafından yobaz, dilinden tahiyyatlar eksik olmayanlardan bozuk gençlik yaftası yemeğini yedikte durduk. Yaptık-ettik-yuttuk-tutkunduk. Yeyom yeyom doyameyom toğtor beeey...! Fakat devranı döndüremiyoruz artık. Bu derdin muzdaripleri olarak yeni bir kimlik ve dahi toprak parçası talep edeceğiz korkarım ki yakında. Eee malum kimse bizi vatandaşı olarak kabul etmiyor.
"Adı Kaderdi"
"Adı Kaderdi bir de Rüzgarı vardı.
Hayatda tek tutunak dali Rüzgardı
Hem anne hem baba olmuştu
Kırılan yapraklarını Rüzgarı topladı
Gözyaşları denizin dalgasına karıştı
Kadın kısmısı evde oturur, bebelerine bakar.
Kız kısmısı okuyupta ne etcek.
Sırtından sopayı karnından bebeyi eksik etmeyecen.
Gibi gibi cümleleri hatırlarsınız değil mi? İlginçtir Türk sinemasında çok geçer.
Peki... Bu cümleleri duymamıza neden olan olgu nedir.
Yoksa romanda sevgili Virginia 'nın söylediği gibi Erkekler kadınların