Toplumun en büyük haksızlığına uğramış tarihî şahsiyetlerden biri, II. Abdülhamid'dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük pâdişâh katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, câhil ve korkak olarak tanıtılmış, dâima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır.
Türk devletlerinin tarihte önemli izler bırakmış olanlarının he-
men hepsinde bu iddiaya rastlanır; Osmanlı Devleti’nde “kızıl elma” ola-
rak sembolleştirilmiştir. Mesela yine Oğuz Kağan Destanı’na göre, Tan-
rı’nın cihan hâkimiyetini Oğuz Kağan’a verdiği haberi, adeta Şeyh Ede-
bali’niıı proto-tipi diyebileceğimiz, Oğuz Kağan’ın danışmam irkil Ata
tarafından kendisine müjdelenir. Daha sonraki Oğuz hükümdarlarına bu
müjdeyi veren ise, İslami Türk geleneğinin Korkut Ata’sı olacaktır. Bi-
zans elçisi Jordanes de, Atilla’nın, Tanrı’nın dünya hâkimiyetini kendine
verdiğine samimi bir şekilde inandığım bizzat onun ağzından duyduğunu
nakleder.5 Bu güçlü inancın yüzyıllar sonra Fatih Sultan Mehmed’in ağ-
zından “Dünyada tek iman, tek sultan” şeklinde telaffuz edildiğine şahit
olacağız.
"Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikayesini dinlemelidir.
"Beni karılarımla kızlarım öldürdü" diyerek son nefesini veren Sultan Mecit zayıf ve sönük bir padişah;yerine geçen Sultan aziz bir yarı deli;ondan sonra gelen Sultan Murat bir tam deli;daha sonraki Sultan Hamit, Yıldız Tepesi'nden Boğaz'da bir geminin batışı gibi, devletin batışını seyreden bir kızıl müstebit; arkasından tahta çıkan Sultan Reşat arabası içinde gördüğümüz vakit utandığımız bir sarsak; sonuncusu da İngiliz zırhlısına binerek kaçan Vahdettin! Bizler bir padişah şerefi tatmak için asırlar gerisine doğru giderdik."
Büyük coğrafya buluşlarının baş nedeni olarak, Osmanlıların Anadolu’da ve Akdeniz’in doğusundaki ilerleyişleri gösterilmiştir. Öyle denir: Osmanlılar, Hint’le Batı arasındaki eski ticaret yollarını kestiler ve baharat sağlamak böylece güçleşince, kaynaklara doğrudan varan yeni bir yolun aranmasına zorladılar Batılıları.
Gerçek midir bu?
Aslında,
ilk olarak Ermeniler tarafından kullanılan sonra ise bütün İslam düşmanları vasıtasıyla zihinlere çivilenen Kızıl Sultan terkibiyle tahkir edildi en azılı düşmanları bile öldürmeye kıyamadığından dolayı kendisine kıyılan bir Sultan olmasına rağmen dünyaya hukuk tanımayan bir katil olarak anlatıldı
Yıllar sonra Enver Paşa'nın talatpaşaya
"öyle zannediyorum ki başımıza ne geldi ve ne gelecekse Abdülhamit'e yaptığımız zulüm sebebiyledir bütün dünyayı parmağı ucunda çeviren bir grup bizi de aldattı Meğer Biz vatan kurtarıyoruz zannıyla Yahudi ve masonların kuklası olmuşuz"
itirafıyla dile getirdiği hakikat yıllarca sahte kahramanlara ait dev heykellerin siyasi komplolarin onların ardından kullandığı daragaçlarınin arkasında gizlendi böyle yapılarak yalanlar üzerinde yükselen politik ekranın alt üst olmasının önüne geçildi