Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Çok farklı bir insandı. En çetin şartlarda bile şikâyet babını açmazdı pek. Bir kış günü, zehir zemberek zemheri... Konya'nın kuru ayazı meşhurdur. Yıl 1946-47 filân işte. Konya'da, Hacı Veyiszâde Hocamızda okuyoruz. Havalar soğuk. Tü desen tükürüğün havada donacak, nerdeyse... O derece soğuktu: Hocam, ortaklık çok soğuk! derdik de: Serin bir hayli serin! derdi. Soğuk diyemezdi, bâb-ı rubûbiyete şikâyet olur diye.
Sayfa 253Kitabı okudu
Kitap Sonu ve Kitaptaki Karakterler XI Louise
Çıkmaya can attığı tahta Temmuz 1461'de oturan XI Louis, babasının ege­men olmaya çalıştığı iç ve dış durumun ay­nısıyla karşı karşıya kaldı: krallığın içinde, birlik oluşturarak kralın himayesini sarsmaya ve arslan payını kapmaya çalışan prensler; krallığın dışında ise Fransa'yı ele ge­çirmek umuduyla o prenslerle ittifak kuran krallar. Louis'nin içerdeki en inatçı düşmanları öz kardeşi Berry dükü Charles, Burgonya dükü Charles le Temeraire, Jean d'Alençon, Jean d'Ar­ Magnac ve Brötanya dükü ll. François oldu. Dış düşmanlarıysa Avusturya arşidükü Maximihan ve Ingiltere kralı IV. Edward'dı. Aslında XI. Louis'nin iki düşmanı oldu: babasının hizmetkarı olan eski rakipleriyle hesaplaşmayı aceleye getirmesi, bir de Flandre, Picardie ve Artois'daki Fransız birliklerinin vahşeti. İlki yüzünden din adamları, soylular, hatta halk ona karşı başkal­dırdı; ikincisi yüzünden Kuzey'deki topluluklar, savunucu ola­rak Avusturya arşidükü Maximilien'i seçip onunla evlenen Ma­rie de Bourgogne'un arkasında yer aldı; Habsburg'lar böylece Flandre'a yerleşti. 1483'te Louis öldüğünde, hükümdarlığı sıra­sında Picquigny antlaşmasıyla birlikte YüzYıl savaşlarının sona erdiğine tanıklık etmiş olsa da, ne prenslerin kıpırdanmasını ne de yabancı kralların tehditlerini yani krallığın kronik sorunların­dan hiçbirini çözüme kavuşturamadı
Reklam
johann Fust (1400-1466) ve Peter Schöffer (1425-15OO)
Avrupa'da matbaanın geliştirilmesinde te­mel rol oynayan bu kişiler gerçekten yaşa­mıştır. Daha çok Gutenberg adıyla tanınan johannes Gensfleisch'ınkine az çok eşit bir rol oynamışlardır. Fust, basım yöntemine iş­lerlik kazandırması için 1450-1452 arasında Peter Schöffer Gensfleisch'a o zaman için büyük bir miktar olan 1600 guldeni avans olarak
İnsanlara saygısı büyüktü: Farklı dünya görüşlerine, farklı düşlerine ve umutlarına, başkalarının istediği gibi değil de, kendi istedikleri gibi olma haklarına saygısı vardı.
Çaldığı şarkının bir mısrası, içime hançer gibi girip orada kaldı; onu ömrüm oldukça unutamam!
Yoksul çocuk ne demektir?.. Taşrada ve gündüzlü okulda öğretmenlik etmemiş olan bir meslektaşım bunu asla bilemez.
Reklam
Bilgisizlik... Bu karanlık; gece karanlığına benzemez; insanların ve milletlerin en korkunç düşmanı budur.
Freud, bir neslin dünya görüşünü derinleştirmiştir. Güzelleştirmiştir demiyorum derinleştirmiştir diyorum. Çünkü radikal değişimler insanı asla mutlu etmez. Yalnızca bir sonuca ulaştırır.
“Sade varlığının bütün anlamını bütün görünümünü erotizminden çıkarmıştır: Bu bakımdan Sade'ın doğasını belirlemeye çalışmak sadece aylak bir merak sayılmamalıdır.”
"Ben bir Descartes, bir Spinoza olamazdım. Neden olamazdım? Bu bir kromozom meselesi değil. Hotantolar içinde büyüdüm. Okumak istediğim zaman dövdüler, kitaplarımı yırttılar. Cemiyet belkemiğimi kırdı. Uçmak istediğim zaman ancak sürünebiliyorum."
Reklam
"1904 yılından önce yeryüzü tüm insanlığa aitti. Herkes istediği yere gidebiliyor ve istediği kadar uzun kalabiliyordu. İzin verme yoktu, kabul etme yoktu."
Sayfa 467
Güneş... Bir "Güneş"ti beklenen Turan'ın ufuklarında. 1851 yılında bu güneş Kırım'ın mütevazi bir Türk köyünde doğdu. O güneşe İsmail adını Gaspıralı lakabını verdiler.
Sayfa 16 - Pozitif Yayınevi,2020Kitabı okudu
İsmail Bey, Ziya Gökalp'in de tanımladığı gibi "Türk milletinden, Garp medeniyetinden, İslam ümmetinden" tarifine çok uyuyordu.
Sayfa 34 - Pozitif Yayınevi,2020Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.