Biraz önce alınan karar unutulmuş, rüzgârla birlikte hızla savrulup gitmişti. Verdiği sözden dönmek onu yine kendisi yapmıştı ve kendini hiç de suçlu hissetmiyordu. Bu tür sözleri ancak sıradanlığı onaylayan martılar verir. Farklı olmayı öğrenmiş birinin ise böyle sözler vermeye ihtiyacı yoktur.
Sayfa 28Kitabı okudu
Bazen bir şey insana o kadar acı verir ki yapamazsın, ne söz vermiş olursan ol.
Sayfa 240Kitabı okudu
Saat üçte uyudum.
Üç saat uyudum
Uyandım.
Saat hâlâ Üçtü...
Saate baktım doğru...
Ruhuma baktım içimde...
Korkmadım diyemem...
Bugünün manşeti ne?
Şuan için durum varsa ne!
Soğuk sessiz karanlık sokağa bakan,
Evin pencere kenarına kulak kesilip bekledim..
Herkesin uykusunu bölen şafağı söktüren, kuşların ilk seslerini duyduğumuz yeni güne kadar bekledim ve nihayet cıvıl cıvıl kuş sesleri geldi.
Ama saat 3.45 ti ve hâlâ gece.
Ne tuhaf bir gün!..
Çin atasözünden..
“Geçmişinizi bilmek istiyorsanız, bugünkü şartlarınıza bakın. Eğer geleceğiniz görmek istiyorsanız, bugünkü yaptıklarınıza bakın.”
Bir gün, bir yerde, daha iyi bir dünya olacak. Oraya vardığımız zaman, dostum, sen sıranın en önünde olacaksın.
Sayfa 132Kitabı okudu
Birçok insan bütün hayatı boyunca sevgiyi tatmadan yaşıyor.
Sayfa 106Kitabı okudu
Aklımızın alamayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez.
Sayfa 44Kitabı okudu
"Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter."
Sayfa 141Kitabı okudu
İçinde hâlâ hafif bir acı seziyordu, ısınan, korlaşan fakat tamamen kapanmadan önce kabuk tutan bir yara gibi gelecek vaat eden bir acıydı bu.
Sayfa 92Kitabı okudu
Geçmez sandığım şeylerin izi bile kalmadı.
