Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
¶¶ Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir... ¶¶
Küreselleşmenin meyveleri giderek belli grupların tekeline girerken milyarlarca insan geride bırakılıyor. Şimdiden en zengin yüzde 1'lik grup dünya servetinin yarısını elinde tutuyor. Daha da tedirgin edici olanı, en zengin 100 kişinin servetinin en yoksul 4 milyar insanın toplam servetinden çok olması.
Sayfa 82 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Vergi cenneti müdavimi psikolojisi
Sadece ve sadece kendisi için kazanan birey, vergi vermeyi ve kazandığının çok ufak bir bölümünü de olsa toplumla paylaşmayı ahlaki sorumluluğu olarak görmez.
Sayfa 22 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
şaşırtmaya bölgesel eşitsizlik...
Dünyanın en eşitsiz bölgesi ise nüfusun %10'unun ulusal gelirin %61'ine sahip olduğu Ortadoğudur
Sayfa 21 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Eşitsizliğin arttığı toplumlarda ise belirsizlik ile baş edebilme gücü giderek küçük bir azınlığın elinde toplanmaktadır.
Sayfa 19 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
Oğlan çocuklarına kimsenin şunu getir, bunu yap dediği yok ama kız çocuklarını yakalarlarsa eşek gibi çalıştırıyorlar.
Reklam
İşte asıl bu hareketiyle kadın, tamamıyla hakarete ve nefrete layık kabul edilir. Bu türlü eziyetlerden kederli ve mustarip olmamak mümkün değilse bile ağlayamayacaksınız, söyleyemeyeceksiniz, haksızlıktan şikâyet edemeyecek, hakkınızı savunmayacaksınız. Bunları engelleyen yalnızca bir şey var: Siz kadınsınız, o erkektir. Bu sözler sizin için anlaşılmaz mı geldi? Öyleyse siz beslenen kimsesiniz, o besleyen kimsedir. Aksini mi iddia edeceksiniz? O halde elinizi cebinize sokunuz, iddianızı ispat ediniz. Ona gücünüz yok mu? O halde susunuz, ses çıkarmaya hakkınız yoktur! Aç mısınız çıplak mısınız, eşiniz size harçlık vermiyor mu? İşte burada söylenecek sözler bunlardır.
1979 yılında Carnegie'de yapılan bir çalışma çocukların geleceklerinin kendi akılları, yetenekleri, çabaları ya da hırslarıyla değil, büyük ölçüde sosyal çevreleriyle, doğdukları coğrafi konumla ve ailelerinin toplumdaki yeriyle belirlendiğini açıkça gözler önüne serilmiştir.
Hayatlarını 37 saatlik vardiyalarla mahveden yükle­yicileri, fabrikalardaki kadınları,çamaşırcıları, dizgincileri ya da zorlu, doğal olmayan koşullarda yaşayan, monoton, aptallaştıran ve köleliğe benzer işlerle uğraşan milyonlarca insanı görüyorsu­nuz ve doğal olarak soruyorsunuz: Bu insanları bu duruma ne getirdi? Ve bu durumdan nasıl kurtulabilirler? Ve bilim bu sorulara şöyle yanıt veriyor: İnsanların bu durumda olmalarının sebebi, demiryolunun o şirkete ait olması, ipek fabrikasının o adama, bütün dökümhanelerin, fabrikaların, matbaaların ve ça­maşırhanelerin kapitalistlere ait olmasıdır. Ve bu durumu işçi­ler ancak sendikalar ve kooperatifler kurup, grevler düzenleyip ve devlette etkili olup patronların üzerinde baskı yaparak, önce daha kısa çalışma saatleri ve daha yüksek maaşlar elde etmeyle ve son olarak da üretim araçlarını ele geçirerek düzeltebilirler. Ve bundan sonra da her şey güzel olacaktır. Bu sırada ise, dü­zen bu şekilde devam etmelidir ve hiçbir şeyi değiştirmeye gerek yoktur.
"İşine geldiğinde, şeytan bile kutsal kitaptan örnekler verebilir."
"Tanrı'nın anlaşılamaz ve değiştirilemez bir iradesi vardır ve bazı insanları mütevazı bir pozisyonda ve ağır işlerde çalışmak üzere, bazılarını ise yüksek bir pozisyon ve hayattaki güzel şeylerden zevk almak için yaratmıştır." Bu konuya dair, inanılmaz fazla sayıda kitap yazılmıştır ve bir o kadar fazla vaaz verilmiştir. Bu tema, olabilecek her şekilde açıklanmıştır. Tanrı'nın değişik sınıflarda insanlar yarattığı söy­lenmiştir: Köleler ve efendiler, her iki tarafta kendi durumundan tatmin olmalıdır. Daha sonra, kölelerin ölümden sonra daha iyi bir durumda olacağı söylenmiştir; ondan sonra ise kölelerin köle olarak yaratıldıkları ve köle olarak kalacakları fakat efendi­ler onlara karşı iyi davranırlarsa durumlarının kötü olmayacağı anlatılınıştır.En son açıklama ise, kölelerin kurtuluşundan sonra, zenginliğin Tanrı tarafından bazı insanlara dağıtıldığı ve bu insanların zenginliklerinin bir kısmını iyilik yapmak için kullanacakları, yani bazılarının zengin bazılarının fakir olmasında bir sakınca olmadığıydı.
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.