Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Çalışmak özgürlük sağlar mı?
Auschwitz toplama kampının giriş kapısında "Arbeit macht frei" yazıyordu, bu da Almanca'da "Çalışmak özgür kılar" anlamına geliyor. Bu ironik ve aldatıcı ifade, kampta ölenlerin çoğunun çalışmaya zorlanması ve aslında ölümcül bir zulüm ve soykırımın mekanı olduğu gerçeğine karşı bir gözdağıydı.
... "Kadınların saçlarını niye keserlerdi?. Hammadde olarak kullanmak için... Birçok kişi, kısa, uzun, renk renk saç yığınları dezenfekte edilerek çuvallara bastırılıp Almanya ya gönderildiğine tanıklık etti. " Bu saçlar Alman denizaltılarında şilteleri doldurmakta, halatlar örmede kullanılmıştır. Bunu 1942 de Alman denizaltılarının komutanı olan Amiral Reader doğrulamıştır."
Sayfa 174
Reklam
Nazi kampından..
Bir keresinde, cesur ve onurlu birisi olarak tanıdığım bir tutuklunun, ayakkabılarının giyilemeyecek kadar çekmesi nedeniyle sonunda karda yalınayak yürümek zorunda kaldığı için çocuk gibi ağladığını duydum.
Nazi kampı tabiri..
Müslüman’ tabiriyle neyi söz konusu ettiğimizi biliyor musunuz? Perişan, kendini bırakmış, hasta, bir deri bir kemik görünen ve fiziksel olarak daha fazla çalışamayan... işte böyle birisine Müslüman’ deriz.
Soykırım ve ırkçılık...
Hayatta kalmak istiyorsanız, bunun tek bir yolu var: Çalışmaya elverişli gözükün. Diyelim ki topuğunuzdaki küçük bir yaradan ötürü biraz topallasanız bile, bir SS görevlisinin bunu farketmesi halinde gaz odasını boylayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Hitleri seçen Alman halkı değilmi..!
Bunların tek sorumlusunun SS ya da şöyle diyeyim Nazi Partisi, olduğuna inanıyor musunuz? "Halkın geri kalanı Melek mi?" "olanlardan tüm Alman halkı sorumlu.."
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Naziler ve günümüzdeki katliamlar.. Zaman değişsede zalimler değişmiyor.
Dışkı kokusu, ceset kokusuna ve çürümüş, donmuş kol ve bacaklardan yayılan kokuya karışmıştı...
Sayfa 192Kitabı okudu
Nazilerin katliamı..
Gözleri yataklardaki mutlu ölüler ile felaketi yaşayan canlılar arasına sabitlendi. Ağlamaya benzeyen iniltileri, adamları görünce korku çığlıkları ve yardım dualarına dönüştü...
Sayfa 192Kitabı okudu
56 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kitabın kötü yanı 56 sayfa olması.Irvin Yalom dili, üslubu, psikolojik çözümlemeleri çok güzel olan bir yazar.Bu kitapta da nazi almanyasini yaşamış durmaksizin çalışan ve yahudi bir doktor olan arkadaşının kendisine anlattığı travmaları ele almış fakat çok çok kısa.Kesinlikle yarım kalmış hatta yarım da değil çeyrek kalmış bir kitap.
Ölüm Korkusunu Yenmek
Ölüm Korkusunu YenmekIrvin D. Yalom · Kabalcı Yayınevi · 20091,964 okunma
Ölüm saçarak ağardı gün; yeni güneş bizi yok etme kararını almış insanlarla birleşmişti sanki. İçimizde uyanan çeşitli duygular, bilinçli teslim olma, kolsuz kanatsız ayaklanma, dinsel tevekkül, korku ve umutsuzluk, uyanık geçen bu gecenin sonunda genel, gem vurulamayan bir çılgınlığa doğru akıyordu. Düşünmek, yargılamak zamanı geçmişti artık; mantıkla ilgili her açıklama baskı tanımaz bir isyanın etkisiyle yıkılıyor, yok oluyordu. Aramızda çok şeyler söylendi o sırada, çok şeyler de yapıldı; ama iyisi mi, hiçbir anı kalmasın o saatlerden.
Sayfa 19 - CanKitabı okudu
Reklam
Onlar için kamp bir ceza; zorlama ya da hastalık sonucu ölmezlerse büyük şansları var yeniden insanlar arasına karışmak için; oysa bizim için kamp bir ceza değil; bizim bir süre konmuş değil; kamp, Alman sosyal dokusu içinde bizim için düşünülmüş süresiz bir varoluş türü.
Sayfa 102 - CanKitabı okudu
Herkes kendi usulünce veda etti yaşamaya. Kimileri dua ediyor, kimileri ölçü tanımadan içiyor, kimileri en son, tiksinti veren tutkuyla kendinden geçmeye çalışıyordu. Yalnız analar, bütün gece yol hazırlığı için seve seve didindiler, çocukları yıkadılar, yol eşyasını hazırladılar; doğan gün, rüzgârda kuruyacak çamaşırları dikenli tellere asılmış buldu. Kundak bezleri, oyuncaklar, yastıklar, çocuklar için gerekli yüzlerce ufak tefek eşya bile unutulmamıştı. Siz de aynı şeyi yapmaz mıydınız? Sizinle birlikte çocuğunuzu yarın öldürecek olsalar, ona yiyecek bir şey vermeyi bugünden keser miydiniz?
Sayfa 18 - canKitabı okudu
Biz, bizler sağ çıktık: İnsanların yok edildiği kamplarda kurban edilmekten kıl payı kurtardık kendimizi, kurulu tuzakların kapanmasına ramak kalmışken yakamızı sıyırdık.
Sayfa 163 - Cem YayıneviKitabı okudu
Bir süre sonra, artık kurbanları düşünmeyi kaldıramadım ve sadece onlara zulmedenleri düşündüm. Kulübelerin arasında yürüyorduk. Nasıl iyi inşa edilmişlerdi, ne kadar uzun süre ayakta kalmışlardı. Temiz yolların her biri, üzerinde bulunduğumuz rayları geçerek ön kapıya ulaşıyordu. Kulübeler çok uzaklara kadar önümüzde uzanıyorlardı, yolun sonunu göremiyordum. Bu, yollardan sadece biriydi ve bu kamp da sadece diğerlerinden biriydi, karşılaştırıldığında diğerlerine göre küçük bir kamp. Tersine dönmüş bir hayranlığa düştüm, çıplak merak; bu eseri hayal etmek, bu kampları planlamak, onları inşa etmek ve onları yürütmek, devamlılığını sağlamak, onların yakıtı olan, kasabalardan ve köylerden gelen insanları sıraya koymak. Böylesine bir enerji, böyle bir adanış. İnsan bunu hata olarak adlandırmaya nasıl başlayabilir?
Sayfa 112 - Arion Yayınevi, Çeviren: Nejla Özgür, Mayıs 1995, 1. BasımKitabı okudu
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.