Ebû Hafs da şöyle demiştir: "Her zaman kendini töhmet altında tutmayan, nefsine her hålinde muhalefet etme- yen ve diğer zamanlanında da ona hoşlanmadığı şeyleri yaptırmayan kimse aldanmıştır. Kim de herhangi bir şey sebebiyle nefsini güzel görürse, helak olmuştur."
Bu nefesleri zayi etmek veya sahibinin onunla kendi helakine neden olacağı bir tutum içine girmesi, büyük bir zarar ve hüsrandır. İnsanların en cahili, en aptalı, en akılsızından başkası böyle bir şeyi hoş görüp, ona göz yummaz
Hasan Basrî şöyle demiştir: "Mü'min nefsine sahiptir. Onu Allah için hesaba çeker. Kıyamet gününün hesabı, dünyada kendilerini hesaba çekenler için kolaydır. O gün hesap, dünyada iken kendilerini hesaba çekmeden yaşa- yanlara ise, ağır ve zor olacaktır. Mü'min bazen beklenmedik bir yiyecekle karşılaşır ve hoşuna gider. Şöyle der: "Evet, vallahi seni canım arzuluyor. Seni yemeye ihtiyacım da var. Fakat seni yiyecek değilim. Yazık, çok yazık. Seninle aramızda engel var." Bazen de bir aşırı davranışta bulu- nur. Ardından kendiyle baş başa kalır ve nefsini hesaba çeker. "Bunu niçin yaptım? Ne diye yaptım? Yemin ederim ki, bunu bir daha asla yapmayacağım." der. Kuşkusuz mü'minler, öyle bir topluluktur ki, Kur'ân onları durdurmuş ve helak olmaktan kurtarmıştır. Yine mü'min, dünyada nefsinin kapanında bir esirdir. Allah'a kavuşuncaya kadar hiçbir şeye karşı güvende olmaz. İşittiklerinden, gördükle rinden, konuştuklarından ve yaptıklarından; bütün bunlardan ötürü hesaba çekileceğini bilir."
Meymun b. Mihran da şunu söylemiştir: "İki ortağın birbirini hesaba çekmesinden daha sıkı şekilde kul, nefsini hesaba çekmedikçe müttaki olamaz. Bu yüzden "Nefis çok hain bir ortaktır. Onu denetleyip hesaba çekmezsen, malın la birlikte kayıplara karışır." demişlerdir
Bunun doğrusu ise şudur: Gerçekte bu iki görüşün ta raftarları arasında bir anlaşmazlık ve çekişme yoktur. Zira nefis, zatı bakımından bir tane; sıfatları bakımından da üç tanedir. Nefsin kendisini esas alırsan, o bir tanedir. Tek tek sıfatlarını esas alırsan, bu çok ve çeşitlidir. Onların "her insanın üç nefsi bulunduğunu, her nefsin de bizzat kendi başına var ve diğerine tanım ve hakikatte eşit olduğunu, kul vefat ettiğinde birbirinden bağımsız olan üç nefsin de vefat ettiğini söylediklerini sanmıyorum.