Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"Gücünüz yettiği kadar Allah'a karşı takva üzre olunuz."
Sayfa 91 - Erkam Yayınları (Et-Teğâbün 64/16)Kitabı yarım bıraktı
- takva, hiç kimsenin görmediği yerde günahtan uzak durmaktır..
Sayfa 82
Reklam
Şeriate göre takvâ üç mertebedir:
Bu mertebelerin en aşağısı, -iman ve İslâm'ın asgari şartı olan- küfürden sakınmaktır. En âlâsı ise gönlü, Allah celle celâlüh Hazretlerinden -velev bir an bile olsa- alıkoyan her şeyden sakınmak ve cümle mâsivâdan îrâz eylemektir. Takvânın orta derecesi ise -ki çok kere takvâ denilince bu anlaşılır insanın âhirette kendisine ceza, azap ve ikap getirecek işlerden sakınması, kalbini ve niyetini dürüst ve pak tutmasıdır.
Sayfa 150
♡Kalb, takva ve hevanın ihtiyaç alanıdır... İnsanı Allah katında mükerrem kılan "takva"nın mahalli kalb olduğu gibi, kıyamet gününde kişinin değer ölçüsü de kalbtir. Hz.Enes {r.a}'dan gelen rivayette Rasullallah {s.a.v} şöyle buyururlar; "İslam alenidir, iman ise kalbdedir. { kalbe taalkuk eder} Takva burada, takva burada, takva burada! {Eli ile kalbini gösterdi.} [Hadis kaynak:Ahmet b.Hanbel-Müsned]
Bir kimse takva sahibi olmak isterse, göz, kulak, dil. kalb ve mideden lbåret beş uzvuna sahip olsun. Bütün gücüyle onları korusun. Çünkü dinin esaslarını çiğneyen hareketler bu beş azadan gelmektedir.
Muttaki öyle bir kuldur ki; bütün dünyayı verseler bir namaz bırakmaz.
Reklam
Takva Sahiplerinin Mükâfatı
Melekler iyi kulların canlarını alırlarken, "Selam üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak cennete giriniz" derler.. Öncelikle müjdeleri kendilerine ulaşsın diye. Onlar daha ahiretin kapısındayken bu müjdelerini alıyorlar. Yaptıklarının eksiksiz karşılığı olarak...
"Ey müminler, her davranışınızda Allah'ı gözetin.."
"...Yaxşı və xeyirli aqibət təqvalılara məxsusdur."
Takvâ, müminin hayatının bütününde geçerli ve belirleyici bir ölçüttür. İbadet, iş, dostluk ve arkadaşlık ilişkisinden içinde yaşadığı toplum ve hatta tüm insanlık için yaptığı ve yapması gerektiği her şey takvâyı ilgilendirir. Bunun içindir ki fıkıh âlimleri kılınan bir namazın fasit olup olmadığı hususunda şüpheye düşülse takvâ gereği o namazın tekrar kılınacağını belirtmişlerdir.
Sayfa 77 - İlahiyat Yayınları
Reklam
Takvâ, Peygamberimiz'in gerçek yoludur; ashâb-ı kirâmın, evliyâullahın, sâdât ve meşâyihimizin hâli; âbid ve zahidlerin yol azığı; zâkir ve şâkirlerin göz nuru, gönül süruru; âhiret taliplerinin maksat ve arzusudur. Takvâ ve ittikâ lügatte, korunmak, sakınmak, çekinmek, korkmak demektir. Müttakiler de "Allah'tan korkan, işledikleri amellerin kabulünü engelleyen hal ve şartlardan sakınan, cehenneme düşmekten veya Allah'ın sevgisini kaybetmekten çekinen, yaptığı işleri titizlenerek, özenerek yapmaya ihtimam gösteren Müslümanlar." demektir.
Sayfa 150
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.