Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Venüs
Yüzey sıcaklığı 470 derece. (...) Venüs'e inersek alev almayız ancak pişeceğimiz kesin.
Sayfa 33
Reklam
"Demək, mövcud olan hər şey müəyyən çərçivədən kənara çıxmır. Bizi əhatə edən dünyaya baxanda hər dəfə əmin olursan ki, ümumi, əbədi qanunauyğunluqlar var. Bununla belə, hər planetin özünəməxsus şəraiti olduğundan orada həyat fərqli, özünəməxsus yaranır. Eyni bir orqanizm ayrı-ayrı mühitlərdə fərqli formalara malik olur."
Sayfa 40 - Altun KitabKitabı okudu
Bu gün elm nə qədər yüksək səviyyədə inkişaf etmiş olsa da, bizim Kainat haqqında biliklərimiz nisbidir və heç də mükəmməl deyil. Bizim üçün həyat gördüyümüz və hiss etdiyimiz reallıqlardan və bu reallığı dərk etməyə çalışan şüurumuzdan ibarətdir. Biz planetin qanunlarına tabeyik, planetimiz isə Kainatın qanunlarına tabedir.
Sayfa 39 - Altun KitabKitabı okudu
"Kainat bir möcüzədir. Kainat - mövcud olan hər şey deməkdir: materiya, fəza, enerji, vaxt, ulduzlar, asteroidlər, planetlər... Kainat o qədər nəhəngdir ki, onun ölçülərini təsəvvür etmək hədsiz çətindir, o qədər qədimdir ki, yaranma tarixi 15 milyard il bundan əvvələ gedib çıxır. Burada yüz milyondan çox ulduz var və onlar Kainatda heç də nizamsız şəkildə səpələnməyib, müəyyən formalarda qruplaşaraq qalaktikalar əmələ gətirib."
Sayfa 3 - Altun KitabKitabı okudu
:D
"Ah, bir düşünsene!" dedi Zackarina. "Uzayda uçabildiğini düşün. Bunu yapabilmeyi o kadar çok isterim ki." Gülümsedi Kumkurdu, beyaz ve geniş ve muzip. "Zaten yapıyorsun ya," dedi Kumkurdu. "Dünya denilen uzay aracıyla!" "Dünya uçuyor mu?" dedi Zackarina. "Uçuyor mu da ne demek? Saatte yüz yedi bin iki yüz on sekiz kilometre hızla," dedi Kumkurdu. “Süper bir hızla, uzayın içinden, vinn!"
Sayfa 97 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Viking gezegen kondusu, insanoğlunun yeteneklerini yabancı dünyalara nakledebilen bir araçtır. Bazılarının takdirine göre, bir çekirge kadar akıllıdır, bazılarına göreyse bir bakteri kadar. Bu kıyaslamaların küçültücü bir anlam taşıdığı düşünülmemelidir. Bir bakteriyi geliştirebilmek için doğa yüz milyonlarca yıl uğraş vermiştir. Çekirge için de milyarlarca yıl harcamıştır. Bu alanda çaba harcayarak işi daha iyi kavrayabilmekteyiz. Viking gezegen kondusu’nun bizim iki gözümüze benzeyen iki aygıtı vardır. Ancak onun gözleri kızılötesi alanda da işe yarıyor. Bizim gözlerimizse bu alanda bir şey algılamıyor.
Sayfa 162Kitabı okudu
Tekillik, dev bir yıldızın hayal edilemeyecek kadar küçük bir noktaya sıkıştırılması sonucu ortaya çıkan şeydir.Sadece bir yıldızın sonunu belirtmekle kalmaz , tüm evrenin yapısı hakkında bir başlangıç noktası fikrini de gündeme getirir.
Lowell’in Mars’lıları iyi ve umut kaynağı, hatta biraz da tanrı benzeri yaratıklardı. Wells’in ve Welles’in Dünyalıların Savaşı’ndaki kötü niyetli yaratıklarsa Lowell’inkine benzememektedir. Her iki görüş de halkoyuna gazetelerin pazar ilaveleri ve kurgu bilim kitaplarıyla aktarıldı.
Ve evrenin genişlemesi bittiginde bütün yıldızlar ya­vaşlayacak ve havaya atılmış bir top gibi durup evrenin ortasına düşmeye başlayacaklar. Ve artık bütün yıldızla­rı görmememiz için bir neden olmayacak çünkü hepsi gi­derek daha da hızlı bir şekilde etrafımıza düşüyor olacak ve yakında dünyanın sonunun gelecegini bileceğiz çün­kü geceleyin kafamızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda karanlık olmayacak, sadece düşmekte olan milyarlarca yıl­dızın parlayan ışığı olacak. Tabii bunu kimse görmeyecek çünkü dünya üzerinde kimse kalmayacak. Muhtemelen insan nesli o zamana ka­dar tükenmiş olacak. Ama eğer hala yaşayan birileri var­sa bile onlar da göremeyecek çünkü ışık o kadar parlak ve sıcak olacak ki herkes yanarak ölecek; tünellerde ya­şıyor olsalar bile.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Venüs Çölmüş :)
Eğer Venüs bataklıklarla kaplı bulunsaydı, su buharı çizgilerini tayfında görmek mümkün olurdu. Oysa 1920 yılı dolaylarında Mount Wilson Gözlemevinde denenen ilk spektroskopik araştırmalarda, Venüs bulutlarının üzerinde su buharı izine hiç rastlamadı. Bulutları üzerinde ince silikat tozunun döşendiği Venüs’ün, böylece çöle benzer, kurak bir yer olduğu anlaşıldı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Yıldız sistemleri ışın yayma güçlerini yitirdikten sonra da varlıklarını sürdürürler; yani önce yavaş bir için için patlama sürecine boyun eğerler, daha sonra da giderek hızlanıp, müthiş bir süratle küçülürler ve bir kara delik görünümünü alıncaya kadar çevrelerindeki tüm enerjileri yutarak dıştan içe doğru eğilip, kıvrılan sistemlere dönüşüp, bizim bildiğimiz anlamda tükenmek bilmeyen bir yansıma ve sonsuz bir potansiyel enerji kaynağı olarak bildiğimiz dünyayı içlerine çekerek yok ederler.
Sayfa 109 - Doğu Batı Yayınları – 2. Basım ~ Nisan 2003, ANKARAKitabı okudu
Spagettileşme
Bir kara deliğin olay ufkuna erişen her şey, bir daha asla görülemeyecek şekilde içine emilir. Bu sürece "spagettileşme" denir. Kütle çekimi o kadar güçlüdür ki kara delik, talihsiz nesneyi (örneğin bir uzay gemisi veya astronotu) uzun ince bir çubuğa dönüştürür ve spagetti makarnayı emerek yutar gibi içine alır.
Dünya üzerindeki tüm atomlar ya Büyük Patlama'nın artıkları ya uzun süre önce ölmüş yıldızların parçaları ya da kozmik ışınlardır. Kendi yıldızımız er geç ölünce, bu atomlar uzaya geri dönüp, yeni bir güneş sisteminde tekrar yoğunlaşacaklardır. Ne muhteşem bir geri dönüş değil mi?
Eğer bir göktaşı bulursanız, bu 470 milyon yıl önce parçalanmış dev bir asteroide ait olabilir. Bu asteroit, Ordovisiyen Dönemi'nde Dünya'ya yağmur gibi kondrit yağmasına neden olmuştu. Parçaların çoğu halen düştükleri yerde duruyor ve günümüzde bile Dünya'ya düşen göktaşlarının çoğunluğunu oluşturuyorlar.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.