120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bana hediye edilen kitapları kendimin koyduğu sıradan daha fazla ehemmiyet ve hızla okuyan birisiyim. Aldıktan sonra elime duramadım. İsmi de kendisi gibi sıcacık bir kitaptı, bir çırpıda bitiverdi. Sizde de seyahat yazıları bu etkiyi bırakıyor mu? Yoksa onun seyahatinden çıkıp kendinizinkine mi hazırlık yapıyorsunuz? Ben yurt dışı için hazırlık
Yüreğim Asya'da Kaldı / Yurt Dışı Hatıraları 3
Yüreğim Asya'da Kaldı / Yurt Dışı Hatıraları 3Şahin Durmaz · Kaynak Kitaplığı · 20041 okunma
Bence kitabın en güzel kısmı
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması. Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme; yalnızca gölge vermesi ağaçların. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş. İki adımından birisi insanın. Sevincin kundakçısı, hüznün arması. Süreğen korkusu inceliğin. Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Al bu takatukaları takatukacıya götür. Takatukacı bu taka tukaları takatukalatmazsa önce tehdit et, gözünü korkut, yüksek perdeden isimler söyle. Baktın yine olmadı, cebine şunları sıkıştır. Çocuğun üşümesin de. Baktın yine olmuyor, kafa at çık. Gerisini biz hallederiz. Sen bunları düşünme. İtaat et, rahat et. 'Alan memnun, satan hain' derlerse kulak asma. Onların yok diye. Bunlar, onların olsun var ya bizden beter satarlar. Bakma biz yine iyiyiz. Anlaşıldı mı? Gelirken de iki ekmek, bir kısa maltepe al. Bakkal para isterse takatukacıyı anlat. Hadi evladım... Ha gören olursa harbi ol. Dik dur. Onlar zaten korkaktır, sorgulamazlar. Sen de sorgulama emi. Helal konuş, haramları çok şey yapma... Unutma, umreye gideceğiz yakında.
Evet
Muzaffer Akar
Muzaffer Akar
o. O dediğim, sadece bir işaret etme hali değil elbette, insanlıktan bahsediyorum. Bir duruş ki, her türlü bencillikten uzak kalmayı başarabilmiş. Felsefesi var elbette hayatı içinden gördüğü ama bu onu kısırdöngüye hapsedip heba etmez asla. Beğendiği zaman bir incelemeyi, bu incelemeyi yapan kimdir, diye düşünmez
Yaprak kımıldamayan bir gecenin katilidir acımasız rüzgâr. Canidir; ateşböceklerinin konuşmasını, uzakta havlayan bir köpeğin yakarışını, ötedeki derenin serin şırıltısını, uykuya yatmış çayırın mırıltısını, hatta ayaklar altındaki toprağın gerinirken çıkardığı çıtırtıları barbarca keser; tıpkı çelimsiz ve sessiz bir çocuğu acımasızca boğazlar gibi. Bir ânın yarısı kadar bir sürede gecenin tüm sözlerini ve korkularını kendine bağlar. Hele bir de uzakta çaktı mı şimşek, vakit tamamdır. Gecenin ve âlemin dilini bilenler içten içe anlarlar. Zaman ve mekân önemsizdir artık; Fırtınalar Takvimi’ne ait günler kendi dönüş vakitlerini onu duyabilenlere adeta bağırırlar.
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
Reklam
1.000 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.