Neden?
Neden yapıyordu birbirine bunca kötülüğü insanoğlu?
NEDEN ???
Parçalamak,yakmak,kurşunlamak,eziyet etmek,nefret etmek........
Sayfa 136
Bir Avuç Duman
Bir avuç kelime, kıtaları birbirinden ayırır, yer sarsıntısı gibi.
Uçurumlara köprü atan cümleler de var.
Sayfa 223 - İletişim
"Bir iş ettik ama Allah sonunu hayırlı getirsin" demişti karısına
"Hayırlı getirir, merak etme sen,",
bunca yıl birlikte düşüp kalktığımız, toprağı paylaştığımız, huyunu suyunu bildiğimiz insanları bırakıp elin İngiliz'ine yanaşmak mı hayırlı olurdu?
Sayfa 181
"Bir avuç toprağım , birkaç baş hayvanım olduktan sonra niye gideyim beyim, kalırım yetiştiğim yerde, sürerim tarlamı
Sabah aksam sana hayır dua okurum,"
Sayfa 195
Göçmek, yüreği ikiye yarmak ve bir yarısını sılada bırakırken, diğer yarısının sürekli kanamasına katlanmak demekti
Sayfa 195
Kararmış iç dünyasına , altüst olmuş yaşamına , doğunun bir uzak kasabasından bir küçük kıvılcım ışıldamıştı
Bu köprü, binlerce kişinin yıllardan beri beklediği bir umut köprüsüydü.
Sayfa 229
O an için,onları birbirinden ayıran gidabın üzerine bir köprü kuruldu.
Bu hayatının en büyük sınavı haline dönüşmüştü. Köprü projesini mühendise ihale ettiği günden bu yana, sebebini anlayamadığı bir nedenle tüm dostları ona cephe almıştı
Hodri meydan! Yap da görelim !!!
Sayfa 291
Köprü, dünyayı ısıtan, ışıtan sevgiyle gönenirken vali, Bayram ve Öksüz, Başpınar istikametine dönüp yan yana yürüdüler üzerinde , yeni bir güne hazırlanan ufka doğru.
Sayfa 321
Galata Köprüsü
Dikilir köprü üzerine,
Keyifle seyrederim hepinizi.
Kiminiz kürek çeker, suya suya ;
Kiminiz midye çıkarır dubalardan;
Kiminiz dümen tutar mavnalarda;
Kiminiz çimacıdır halat başında;
Kiminiz kuştur, uçar, şairane;
Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
Kiminiz bulut, havalarda;
Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
Şıp diye geçer köprünün altından;
Kiminiz düdüktür, öter;
Kiminiz dumandır, tüter;
Ama hepiniz, hepiniz...
Hepiniz geçim derdinde.
Bir ben miyim keyif ehli içinizde?
Bakmayın, gün olur, ben de
Bir şiir söylerim belki sizlere dair;
Elime üç beş kuruş geçer;
Karnım doyar benim de.
Sayfa 80
barış nedir sevgilim
biliyor musun
bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
halka açılamadan batan bir şirket
iki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış
yoksa
hurdacıya söylediği son sözler mi
bisikleti vurulan bir çocuğun
söyle sevgilim
Einstein'ın Roosevelt'e yazdığı mektup mudur barış
Lozan'dan gelen telefon mu Mustafa Kemal'e
çöplerini bilimin süpürdüğü bir sokak mıdır barış yoksa
Bana geçmişle gelecek arasında bir köprü kur deseler, yüzlerden bahsederim onlara. Her gün gördüğüm, bir kere gördüğümü bir daha görmediğim ama her gördüğümü daha önce defalarca görmüş gibi olduğum yüzlerden. Geçmişte vardılar gelecekte de olacaklar. Ama aslında geçmişte var olanlar olmayacak gelecekte, hep değişecekler, başka birisi olacaklar, isimleriyle yüzleriyle. Ama aslında hep aynılar. Zamanı yadsırsın ya bazen bu sebeple. Ne geçmiştesin, ne gelecektesin. Şimdide bile değilsin. Görüyor ve tanımıyorsun ama biliyorsun da, görüp tanıdıklanndan bir farkı yok görüp tanımadıklarının.
Sayfa 102Kitabı okudu
