Şimdi ben bu kitabı neden okudum, niçin okudum ,nasıl okudum, sahiden okudum mu?
Şırfıntı öldi mu?
Isız acun kaldi mu?
Anlatıcı öçin aldı mu?
İmdi beyin yırtilur.
Şuraya kafasında deli sorularla, imge çözeceğim diye beyni yanan bir adet
zeyneb çizelim. Duman kokuları geldi di mi?
Kitap dün bitti evet. Fakat ben de
Birkaç gün önce bana bir dua kitabı getirdi, üzeri bir karış tozla kaplı. Ama ne bu kitap, ne de o aşağılık adamların elinden kafasından çıkmış başka kitaplar, yazılar, düşünceler giderdi derdimi. Onların o yalanlarına, o saçmalıklarına ne ihtiyacım vardı? Ben kendim geçmiş nesillerin bir toplamı değil miydim, onların tecrübeleri bana miras kalmamış mıydı? Geçmiş, bende benle yaşamıyor mu? Ama hiçbir vakit ne mescit, ne ezan, ne abdest, ne ağız çalkalamalar, ne de kendisiyle Arapça konuşmamız gerekli tek kudretli, yüce ve mutlak varlık karşısında dürüst ya da hilekâr olmak beni etkilemedi.
Dün canım biraz sıkkındı ve hiç aklımda yokken, kitapçıya gittim (kitap almak için değil, sadece kitaplarla beraber olmak için) oradayken de Sâdık Hidayet'e rastladım. Kitaplarını inceledim. Ölüm, intihar gibi kelimelerle tanıtılıyordu kitapları. ''Üç Damla Kan'' adlı öykü kitabını önce alıp okumak istedim ama nedense ''Kör Baykuş'' romanı beni
ÖLÜM VE ÖZGÜRLÜK
Belki de yaşadıkları kasvetli derin duygular olmasaydı, böylesine kuvvetli kalemleri, şiddetli söylemleri, sarsıcı duyarlılıkları olmazdı.Dünyaya, acılarını, öfkelerini ,isteklerini, hayal kırıklıklarını şiirsel bir dille haykırarak özgürleştiler, ölümü seçtiler. Kurguladıkları romanlar gibi kendi yaşamlarının sonunu da kendileri
DİKKAT SPOİLER VARDIR !
“Nasılsın iyi misin? Sorarsam söyler misin?
Yabancı sen kimsin? Çağırsam gelir misin?”
Şarkı sözü
YABANCI SEN KİMSİN?
Yabancı. İnsan dünyaya düşmüştür bir kere.. Bu kitabı alış hikayemle başlayayım. Tesadüf bu ya veya yerini bulma da diyebiliriz, dünyaya geldiğim(düştüğüm) hastaneye 20 metre mesafedeki bir sahaftan
Ama hiçbir vakit ne mescit, ne ezan, ne abdest, ne ağız çalkalamalar, ne de kendisiyle Arapça konuşmamız gerekli tek kudretli, yüce ve mutlak varlık karşısında dürüst ya da hilekâr olmak beni etkilemedi.
Hiçbir şey tesadüf değildir bu hayatta, bir kitapla tanışmakta.
Sadık Hidayet'in "Kör Baykuş" adlı kitabına yeni başladım. Insanın Dört Zindanı'ndan sonra kapağı ilk açtığımda karşımda şu cümleyi görmek beni oldukça etkiledi.
"Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanımadan."
Kendimi ne kadar tanıyorum. Insan yani beşer
Bir kitap sitesinde en çok karşılaşılabilecek şey kitap tavsiyesi istemek, bana da soruyorlar haliyle insanlar. Erhan bugün Allah için ne yaptın diye, onları öteleyerek kitap tavsiyesi isteyenlere dönüyorum hemen. Zor iş bir kitabı tavsiye etmek, sonuçta kefil olmak gibi bir şey kredi çeken birisine. Beğenmezse eğer tavsiyeyi alan okur ,
Kitaplarımı satışa çıkartıyorum, talep edenler listeden seçip mesaj yoluyla bana ulaşabilir.
JOHN STEİNBECK-AL MİDİLLİ
ALFRED ADLER-YAŞAMA SANATI
JACK LONDON-DENİZİN ÇAĞRISI
WİLLİAM SHAKESPEARE-ONİKİNCİ GECE
THOMAS MANN-EFENDİ VE KÖPEĞİ
PLATON-SOKRATES’İN SAVUNMASI
WİLLİAM SHAKESPEARE-ROMEO VE JULİET
WİLLİAM SHAKESPEARE-OTHELLO
WİLLİAM
İnsan ruhu katman katman bir kitap gibidir. Okudukça bilgi ile donatıldıkça bu katmanlar açığa çıkar. Duygular bu katmanların bu kitap yapraklarının arasında bazen güneş gibi bazen gece gibi dolanıp dururlar... Kendi ruhunun sokaklarını adım adım gezip dolaşan yalnız gölgelerin peşinde kendini arayan hüzünlü bakışları, saçları belik örülmüş küçük