Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Etrafımızda insanların olması ne kötü, yemin ederim ki elbisenin altındaki şeyi en iyi şekilde değerlendirerek seni şu anda, burada alabilirdim. Onun sarılışı altında eriyorum; kasıklarımdaki sıcak ve zonklayan ağrı beni nefessiz ve iffetsiz bırakıyor.
Reklam
Anlamak...
"Anlamak masraflı iştir"der Sezai Karakoç : Emek ister, samimiyet ister, gayret ister, Oysa yanlış anlamak kolaydır: biraz kötü niyet biraz cehalet kâfidir...
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
"Bardakları elime tutuşturup mutfaktan çıktı, neşesi yerindeydi. Ben de terasa döndüm. Âşık ve Narin kafesinin üzerinde öylece dip dibe oturuyordu. Kahvaltı soframız hala duruyordu. Ben kalktığım sandalyeye oturup kollarımı aynı şekilde getirdim, yaslandığım yerden kule dibini seyrediyordum. Güneşli bir pazar gününü değerlendiriyordu insanlar. Sonra bir şey oldu. Sanki bir böcek uçarken yanlışlıkla kafama çarpmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan Ozan başıma bir şey kondurdu. "Ne oluyor?" diye çırpınırken, "Taç kargoda kalmış, komite bunu geçici olarak gönderdi," dedi. Başıma yerleştirmeye çalıştığı şey; 3 gazlı bezin örülüp birbirine bağlanması ile oluşan bir halkadan ibaretti. İki yanına maydanoz yaprakları tutuşturulmuştu. "Evde hiç çiçek yokmuş," dedi sonra telaşla. "Ne bu?"deyişim safçaydı. O ise gamzesini göstere göstere, "Prenses tacı," dedikten sonra hemen ekledi. "Olmamış mı, ne olduğunu bile anlaşılmıyor mu?" Neredeyse ağlayacaktım. Nasıl zor tuttum kendimi... Dost canlısı bir insan değildim. Kötü biri değildim ama çok iyi bir insan da sayılmazdım. Aslında ben hiçbir şeydim. Ve Ozan gibi birinin bana önce cumartesi gecesini, sonra anılarını, çocukluk yatağını, pazar gününü, sofrasını, sonra da elleriyle yaptığı bir tacı vermesi... Gel de inan rüya görmediğine. Gel de inan gerçek oluşuna."
Sayfa 205 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okuyor
"Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?'''
Reklam
Dünyadaki en kötü yalnızlık, yanlış anlaşılmaktan ötürü yalnız bırakılmaktır.
Tüm insanlar ya iyi olmak için sebepler ya kötü olmak için bahaneler ararlar.
141 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
SIRÇA KÖŞK SABAHATTİN ALİ 141 SAYFA "Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
ilk insan hakikatin kendisiydi ilk beşer.
Kimse hakkında kötü düşünmekten yana değilim.fakat benim hayatımda acıya sebep olan herkesin,bir gün aynı şeyi yaşayacağını görmek beni mutlu eder.Çünkü bazen anlamak, yaşamaktan geçer.
Reklam
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
bu kitap hakkinda cok gorusum var ama hicbiri fazla net olmadigi icin icimden hic yazmak gelmiyor. belki yazdikca netlesir umuduyla yaziyorum yine de. genel olarak spoiler icerecek diye dusunuyorum ama cogu insan da filmini izlemistir yuksek ihtimalle, bilmiyorum. ozellikle bir major (?) spoiler olacak ama. bakin bu klasik bir kitap, hani klasik
İyi Eşler
İyi EşlerLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,132 okunma
Kötü nedenlerle de açıklansa, açıklanabilen bir dünya bildik bir dünyadır. Buna karşılık, birdenbire düşlerden, ışıklardan yoksun kalmış bir dünyada insan kendini yabancı bulur. Yitirilmiş bir yurdun anısından ya da adanmış bir toprağın umudundan yoksun olduğu için, bu sürgünlük çaresizdir. İnsanla yaşamı, oyuncuyla dekoru arasındaki bu kopma, uyumsuzluk duygusunun ta kendisidir.
İçkiye benzer bir şey var bu havalarda. Kötü ediyor insanı, kötü... Hele bir de hasretlik oldu mu serde; Sevdiğin başka yerde, Sen başka yerde; Dertli ediyor insanı, dertli. İçkiye benzer bir şey var bu havalarda, Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Neden yağmur yağınca,hava bulutlu olunca hava kötü diyorsunuz? Sizsiniz kötü be asıl hava o zaman güzel
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
1.500 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.