Usta yazar Yasar Kemal"in yazdigi ilk oyku kitabi olan Sari sicakta yirmi iki adet öyküden oluşan eserinde Çukurova’daki yaşamdan bahsetmiş usta yazar. Cukurovaya gelen mevsimlik iscilerin yasadigi genel olarak drami ozelde ise aclik, sefalet,yoksulluk, feodalizmin ve toprak agalarinin mevsimlik isci ve yerel koylu uzerinde yarattigi derin ve acinasi izleri bulabilirsiniz.
Turk edebiyat tarihinin mihenk taslarindan rahmetli usta yazarin kaleminden cikan kelimeler ve satirlarin arasinda gezinirken o donemde yasayan hayatta kalabilmek adina mucadele vermis ozellikle dogudan ve daha sonrada Anadolunun diger baska yerlerinden Cukurova"ya gelmis olan mevsimlik iscilerin yasadigi zor ve dramatik hayata tanik olacaksiniz.
Eğer diğer eserleriyle tanışma fırsatınız olduysa her öyküde Yaşar Kemal’in farklı bir kitabının esintisini hissedeceksiniz. O uzun uzun betimlemeler sanki sizi daha önce gezdiğiniz topraklara götürecek.
Hep aynı acı; yokluk, hastalık, ölüm, çaresizlik. En acısı da tüm bunların kurmacadan çok uzak olduğunu biliyor olmamız belki de ondandır Yaşar Kemal’in o topraklardan kopamayışı. İyi ki de kopamamıştır, doğrusu.
Yaşar Kemal’in en beğendiğim yanlarından biri de kadın karakterleri öykülerinde ince ince işlemesidir. Hepimiz tanırız; çocuğu için endişelenen yine de yokluğa boyun eğip çocuğunu pamuklara saramadan büyüten, evin yükünü sırtlanan, geride kalan, sefalete daha fazla dayanamayıp yollarda tarlalarda can veren Zala’ları, kadınları. O kadınlar; annelerimizdir, teyzelerimizdir, komşu kadınlardır çünkü.