“Yeni bir şeyler yapmaya çağrılıyoruz, ayak basılmamış bir toprakla yüzleşmeye, kimsenin gidip de bize yol göstermek için dönmediği bir ormana dalmaya çalışıyoruz. Bu, varoluşların hiçliğin kaygısı dedikleri şey.”
Dayanaklarımızın sarsıldığını hissedince kaygı ve panik içinde geri mi çekileceğiz?
Tanıdık sularda demir taramanın ürküntüsüyle kaskatı kesilip, tutukluğumuzu duygusuzluğumuzla mı örtüp saklayacağız?