Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çarşıların en küçük meyhanesi bu, Saçları yüzümde, kardeş, çocuksu. Ah, canımda o ölüm namussuzu..
Ahmed Arif
Ahmed Arif
456 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Selam Millet Malum ben Araf serisine bodoslama ortasından giriş yapmıştım. Ama gerçekten seri olduğunu sonradan öğrendim ne yapalım artık üçüncü kitabı okumuş bulundum. Eee şimdi doğal olarak serinin ilk kitabını merak ederek başladım. Evet Hırçın serinin ilk kitabı. İçersinde romantizm, erotizm, uyuşturucu bağımlılığına vurgu, bolca edepsiz olay
Hırçın
HırçınAşkın Nur Karataş · Parola Yayınları · 201892 okunma
Reklam
430 syf.
·
Puan vermedi
Azap Yolları, "İki Kız Kardeş", "Yıl 1918", "Kederli Sabah" ciltlerinden oluşan bir nehir romandır. Birinci Dünya Savaşı, Büyük Soyvet Devrimi, uzun ve zorlu iç savaş yıllarının zengin bir panoramasını sunan eser, tüm derinliği ve karmaşıklığı ile insan doğasını, olaylar içindeki insanların ıstırap ve sevinçlerini büyük bir başarıyla dile getirir. Romanda, Rus devrim tarihinin zengin fonu üzerinde, burjuva bir ailede yaşayan iki kız kardeşin yaşam serüvenine tanık oluruz. Ama yaklaşan büyük toplumsal fırtına etkisini, eğlence partileri, türlü oyalayıcı etkinlikler içindeki bu iki kız kardeşin dünyasında da hissettirir. Büyük kız kardeş Kalya, Vadim Petroviç isimli zengin bir avukatla evlidir. Küçük kız kardeş Daşa ile genç mühendis Telegin arasında bir aşk doğar. Roman bir yandan tüm ayrıntılarıyla fırtınalı bir devrimi, çekilen insan üstü acıları önümüze sererken, bir yandan da bu kahramanların aşklarını, iç dünyalarında kopan fırtınayı, "azap yolları"nda büyük bir yurt sevgisiyle güçlenen kişiliklerini duru bir destan havası içinde betimler. Romanda, ayrıca, yeni bir toplumun kanlı doğumu, ülkelerine derin yurtseverlik duygularıyla bağlı kimi aydınların yanlış tercihleri, olaylara yön veren tarihi kişiliklerin iç dünyaları da ustalıkla gözler önüne serilir
Azap Yolları 3. Cilt
Azap Yolları 3. CiltAleksey Tolstoy · Evrensel Basın Yayın · 200325 okunma
Sezen Aksu - Ünzile
Bu şarkı küçücük bir kız çocuğunun bir beyaz gelinlik giydirilerek kadınlaştırılma sürecini anlatır. Kadınların herhangi bir konuda görüş belirtmesinin yasaklandığı, bir mal gibi alınıp satılabileceklerine inanıldığı ve tek görevlerinin çocuk doğurup ev işi yapmak sanıldığı coğrafyaların ürünüdür. Sadece erkekler konuşur bu coğrafyalarda, sadece erkeklerin istekleri yerine getirilir. Eş, baba, kardeş fark etmez. En küçüğünün bile koca koca kadınlardan çok daha fazla söz söyleme hakkı vardır. Nitekim Ünzile de tam olarak bu yok sayılan yaralı kadınlardan sadece bir tanesidir. Şairane kişiliğine hayran kaldığımız yetenekli sanatçı Aysel Gürel’in Ünzile ile tanışma serüveni ise ilginç bir hikayeye dayanmaktadır… Bizzat Sezen Aksu’nun bir konserinde anlattığına göre; Aysel Gürel, 1962 yılında Münir Özkul ile bir Anadolu turnesine çıkar. Tüm köyleri kasabaları dolaşan ikili, Denizli yakınlarında bir köye geldiklerinde 11 yaşında bir kız çocuğu ve babası ile karşılaşırlar. “Sarı bir su damlası gibiydi.” sözleriyle bahseder bu kızdan Aysel Gürel. “Mısır gibi saçları vardı. Saz gibi duruyordu babasının yanında.” diye de ekler. Sohbet ilerledikten sonra küçük kızın babası; “Bir hafta sonra evlendiriyoruz.” deyince şok olur Aysel Gürel. “Nasıl yani?” diye sorgular ama baba çok mutludur. Sevinçli bir şekilde “Evet evet evlendiriyoruz.” diye tekrarlar sözlerini. İşte birkaç koyun karşılığında daha 11’inde satılan bu talihsiz çocuğun adı Ünzile’dir. Vicdan ve merhamet sahibi olan her aklı başında insan gibi Aysel Gürel de çok içerler bu duruma ve ortaya o eşsiz şarkı çıkar.
191 syf.
·
Puan vermedi
Adı Kur'ân'ı Kerîm de geçen tek Sahâbi Efendimiz
Selâmun Aleyküm.. Küçük yaşlarda Annesi ile birlikte bir akrabalarına veyahut başka bir yere gider iken saldırıya uğrayan ve esir alınıp köle pazarında alıcısını bekleyen Zeyd b. Harise radıyallahu anh efendimiz. Köle pazarından bir rivayete göre Efendimiz ﷺ sarın alıyor Hatice annemiz adına, bir rivayete göre de Hatice annemizin kardeşi ya da
Zeyd b. Hârise (r.a.)
Zeyd b. Hârise (r.a.)Mustafa Kılıç · Siyer Yayınları · 201659 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Grupta okuduğumuz ve sunumunu üstlendiğim bir kitap. Neden mi sunumu istedim ? Asla okuyamadığım bir dönem geçiriyorum ve kısa sürede bitirme zorunluluğum oluşursa okuma akışkanlığım geri gelir umudu.. Peki ne mi oldu ? İki haftadır elimde süründürüp bugün 200 sayfaya yakın okumaya zorladım ki zoom a yetişsin. Bunu buraya yazıyorum ki bir daha
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,1bin okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bridgerton Serisi 3. Kitap ve 3. Kardeş olan Benedict Bridgerton ve Spohie'nin hikayesine giriş yapıyoruz. :) Bu arada seride aradan yıllar geçtikçe küçük olan kardeşlerde büyüyor ve bir nce ki kitapata evli olanların çocugunun oldugunu da görüyoruz :) Diğer kitaplarda aslında biraz geride kalan Benedict bu kitapta kendini yine konu o değilken olayların ortasında buluyor. Violet oğlu Anthony'de evlendirdikten sonra Colin için kolları sıvamışken verdiği Maskeli Balo da bir anda tanımadığı bir kız ile dans ederken ona karşı çekildiğini hissediyor ancak balo gidip kız kendini tanıtmadan gidince aklı onda kalıyor haliyle :) Bunun yanı sıra pek tabi kızımızda ona karşı boş değil. Bir yandan sophie nin hayatı da çok zor Üvey Annesi tarafından kapı dışarı edilen kızımız kendini bir anda hizmetçilik yaparken buluyor. Bu noktada 2 senelik bir zaman dilimi araya giriyor ve ve kahramanlarımız karşılaşması bir dağ evinde partiye davet edilen Benedict , evin beyi tarafından taciz edilen Sophie yi kurtarmasıyla bir araya geliyorlar. Tabi Bendict tanımıyor hoşlandığı bu kıza metreslik talep ediyor. (Burada kafasını kırasım geldi.) Sophie gayrimeşru çocuklar doğurmak istemediği için tabi bu teklifi red ediyor. Benedict baktı olmuyor onu ailesinin yanında hizmetçilik yapmaya mecbur bırakıyor ve bu inatçı ilişki zamanla aşka dönüşüyor :) Puanım 10 :)
Son Söz Aşkın
Son Söz AşkınJulia Quinn · Epsilon Yayınları · 20191,307 okunma
Adsızlar
Bir evde baba ölünce sürü - eğer ölen bey ise ordu - büyük kardeşe, çadır ve toprak da küçüğe kalırdı, buna “tigin” derlerdi. Ortanca kardeş babasının malından bir kılıç bir at alır ve yola çıkardı, buna da adsız derlerdi. Adsız, çok defa birçok sıkıntılar çektikten sonra başka bir kabileye rast gelir ve o kabilerde kendisine ana, baba bulurdu. Muharebe meydanında bu yeni kabilesi halkıyla omuz omuza kabilenin düşmanlarına karşı dövüşerek büyük yiğitlikler gösterirdi. Bazen adsızların padişahlik kurdukları da olurdu.
Kız kardeş
İnsanın yalnızlığı, acısı sadece sevdadan yanamıdır. Bizim canımızı yakan, üzen sadece aşkmıdır. Denir ya hep el kızı yapar güvenilmez hem üzer hem canını yakar peki ya canından kanından birisi kardeşin de seni yaralar mı. Küçük kız çocuğu ondanda küçük erkek çocuğu nede güzel büyüdüler beraber. Gece korktuğu zaman yanında yatan erkek kardeşinin sesini duyduğunda, yada elini tuttuğun zamanlar güzeldi onlar için. Çünkü bilirdi yanında kardeşi vardı o korksa bile belli etmezdi, ablası korkmasın diye cesaretli, elini tutan, yanındayım diyen küçük erkek çocuğuydu o. Ablaydı, dosttu, sırdaştı, onu idare edendi. Beraber vakit geçiren, sinemaya giden, hiç yoktan bir kafede iki çay içip dertleşen yada susarak bişeylerini paylaşan iki kardeş. Sonra ne mi oldu kız kardeş erkek kardeşten koptu çünkü hayatının aşkını buldu erkek kardeş ise yalnız kaldı. Ne sinemaya gidebildiler, ne iki çay içip dertleşebildiler, nede susarak birşeyler anlatabildiler. Hayatının aşkı erkek kardeşten ablasını koparmıştı artık erkek kardeş yoktu tekti onunla yaptığı herşeyi artık hayatının aşkıyla yapmaya devam etti. İyi yanından bakarsan boşa gitmemiş oldu evlendiler. Düğün günü evden çıkarken  sanki o kuşağı ablasının beline değilde kendi bileklerine kelepçe olarak bağladı, boğazına sanki ilmek düğümledi. Uzun zaman sonra ablasına belkide orda sarılmıştı ama diyememişti özledim diye dargındı araları. Gece çökene kadar ağlayamadı erkek kardeş karanlığın çökmesini ve yalnızlığı bekledi kimse görsün istemedi. Ablası yeni gitmiyordu ondan, bu gidiş çok farklıydı, bir daha geri eve dönmeyecek bir gidişti bu. Seboizm
Bu küçük koru kurulurken kavakların arasına söğütler de dikilmiş. Kim bilir neden? Belki söğütle kavak akrabadır, bir ailedendir diye, belki de bu alan çabuk yeşersin diye. Fakat olur mu ya? Kardeş olsalar bile, kardeşi kardeş yaratmış rızkını ayrı yaratmış. Şimdi kavaklar büyümüş, delikanlı olmuşlar, boy atmışlar. Bunların aralarına sıkışan söğütler de onlardan aşağı kalmamak için uzamışlar uzamışlar, fakat söğütlükten çıkarak başka bir şey olmuşlar. Ne yapsınlar, yaşamak için uzamak, kavakların gölgesinden kurtularak ışığa kavuşmak lazım.
Sayfa 54 - 55 | abilerimle ben.
Reklam
Toprağın, suyun, güneşin ve en efendi düzenin meyvelerini kardeş kardeş paylaşıp giden insanları, ortak kaderin tam gönül ve dilek beraberliği istediği günlerde birbirlerine can düşmanı eden yılan nasıl tutunabilmişti aralarında?
Sayfa 381
Oysa kardeş kavgaları, iki kardeşin ilk sosyalleşme becerisinin geliştiği muazzam bir alandır. Sosyalleşme, büyüğünü sayma, küçüğünü sevme ve koruma, bir ortamda uyum içinde var olma, haklarını savunabilme, kendini koruyabilme, konuşarak kendini ifade edebilme gibi pek çok bileşeni içeren kocaman bir kavramdır. Bütün bu bileşenler iki kardeşin bir oyuncak kavgasında deneyimlenerek öğrenilebilir ve sandığımız gibi hep güçlü olanın sözü geçmez. Bilakis büyük olanda gelişmiş olan 'empati duygusu' ona vicdani kararlar almasını fısıldayacakken, küçük olanın 'egosantrik yönelimleri' daha benmerkezci bir noktada durmasına sebep olabilecektir.
309 syf.
10/10 puan verdi
Miras sana bu kanı bozuk oyun..
İnsan ailesini seçemez ama hikayesini anlatmayı seçebilir, sözüyle başlıyor yazarımız. Oldukça çarpıcı bir başyapıt, 2019da Ulusal Kitap Ödülüne layık gösterilmiş, Hjorth'un türkçe dilindeki ilk kitabı olan miras.. Aile dramı fakat prangalanan bir kişi, sır ve dört kardeş. Maalesef ki ensest kasvetli bir hikaye. Ana karakter bergjlot un aile tarafından başına gelenleri hiç dramatize etmeden olduğu gibi anlattığı bir dram. Yazarımız hikayeye babanın ölümüyle başlamış ki daha ölmeden miras kavgaları başlamış. Miras adı altında bir çatıda toplanan fakat bergjlot a bırak yuva olmayı göz yumduklarıyla bir tuğla bile olamayan aile.Küçük bir çocuğun yaşadıklarını annesine kardeşlerine anlatmasına rağmen buna göz yummasını okuyorsunuz. Sonra bu çocuk büyüyor artık sığamıyor kabına, olan oluyor. Göz yummak, cinayeti işlemekle aynı şeydir benim için. Berbat ama içine çeken bir hikaye okuyorsunuz. Kitabı aldığımda bu kadar etki bırakacağını düşünmemiştim fakat okuduktan sonra tır çarpmışa döndüm.Bazı sayfalarda ilerleyemedim lakin istedim de. İlerleyebilecek cesareti olanlar okumalı çünkü bu geminin yükü bir hayli ağır. İşin trajik kısmı yazarımızın kendi hikayesini yazmasıdır. Kim bilir ne kadar zordu onun için.
Miras
MirasVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 20213,702 okunma
SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle berâber ve yüksek merdivenli kürsülerden vaazeden dört vâizi kalbimin bütün samimiyetiyle ayrı ayrı dinledim. Fakat kalbimin bütün samimiyetiyle îtirâf ederim ki bu vâizlerin sözleri, İslâm’ı neşreden ilk âlimlerin sözleri gibi, âteşin
224 syf.
5/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
- ANTİKARAKTER //// SENİHA -
Kitap Yorumu … || Kıskanmak || Nahid Sırrı Örik …
Kıskanmak
KıskanmakNahid Sırrı Örik · Oğlak Yayıncılık · 20211,359 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.