Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şehzade Fatih'in çizimleri
Ayasofya'nın Gizli Tarihi
Ayasofya'nın Gizli Tarihi
Fatih Sultan Mehmet'in parlak zekasına ilişkin verilebilecek en iyi örnek, çocukken tuttuğu özel defterinin sayfalarındadır. Küçük şehzade karalama defterinde resimler çizmiş, notlar almış, Arap, Fars ve Yunan alfabeleri çalışmıştır. İslam coğrafyasında yaşadığı halde insan resimleri yapan, perspektif kullanan, çevresindeki olayları çizerek gözlemleyen bir şehzade olduğu, defterinin gün yüzüne çıkması ile anlaşılmıştır.
Alınyazısı Saati (İstanbul) Yeryüzüne ayı indir o bir şehir olsun Yaklaştıkça büyüyen Ayrıntıları setleri bahçeleri Yumuşak çizgileriyle ortaya çıkan İşte ben o şehri yaşadım yıllarca İstanbulda parça parça
Reklam
Özgür ruhumla kucaklarım -¥-
ben yapabilir miyim bilmiyorum ama siyaset hem psikolojizmden ayrışmalı hem de duygu yükü kazanmalı. hem büyük, idrakı zor ve tılsımlı teorilerden uzak durmalı hem de küçük momentlere hapis olmamalı... bir tür aşk acısı gibi... ayarında kalmalı... siyaset derken devrimci ve sosyalist siyaseti kastediyorum... eşitlik ve özgürlük birbirleri ile rekabet eden iki şehzade değil birbirlerine muhtaç iki sevgili... Günaydınn 😘🤗😘🤗🙏🏻🦋✌😉🖐 youtu.be/Xi39M_HeSAE (Bandista-özgürlüğe manuş)
Osmanlı için neden vakıf medeniyeti dendiğinin örneklerinden biri de sanırım Manisa'dır. Bugün akşam namazının Dilseker Camiinde kılmak nasip oldu. Uzun zamandır buraya gelmek ve burayi yazmak istiyordum nasip buguneymis. Dilşikar Camisi, harim giriş açıklığı üzerinde yer alan inşa kitabesine göre III. Murad döneminde, Dilşikar Hatun
Ocak Ayı Okuduklarım
1) 1984 (George Orwell) 2) Güneşe Yol Yapan Çocuk :Cahit Zarifoğlu (M.Ruhi Şirin) 3) Zarif Şair: Cahit Zarifoğlu (Ali Haydar Haksal) 4) Yağmur Beklerken (Tarık Buğra) 5) Serçekuş (Cahit Zarifoğlu) 6) Motorlukuş (Cahit Zarifoğlu) 7) Ağaçkakanlar (Cahit Zarifoğlu) 8) Ağaç Okul (Cahit Zarifoğlu) 9) Gülücük (Cahit Zarifoğlu) 10) Küçük Şehzade (Cahit Zarifoğlu) 11) Yabancı (Albert Camus) 12) Ayfer (Emin Diler) 13) Yoksulluk İçimizde (Mustafa Kutlu) 14) Arzu ile Kamber (Necdet Ekici) 15) Şeytan Bu Kitaba Çok Kızacak 1 (Feyzullah Birışık) 16) Şeytan Bu Kitaba Çok Kızacak 2 (Feyzullah Birışık) 17) Halk Hikayelerinin Motif Yapısı ( Ali Berat Alptekin)
Ayasofya Camii
Ve ben kardan geldim ama denizi üstlendim Denizi yüklendim adeta denizle evlendim Denizle yaşadım denizle öldüm Öldükten sonra denizin gözlerini gördüm Denizden denize yükseldim Birliğin şarkısını işittim dinledim derinliklerinde Sedeflerinden yapılmış İstanbul camilerinin taşları Beyaz güvercin kanadı köpüklerinde kubbelerini gördüm
Reklam
İstanbul ve Sultan Fatih'e Dair..! ( Günün Anlam ve Önemine Binaen )..!
İstanbul Kelimesi Hakkında..! İstanbul kelimesi de Türkçe olmayıp Rumca "şehre doğru, şehre" anlamına gelen "is-tin-polis"ten galattır. Bu bakımdan bu gibi hususlarda lüzumsuz hassasiyet göstermenin anlamlı olmadığı kanaatindeyim. İstanbul'un Fethine Doğu ve Batı'dan Bakış..! Bütün bu gelişmelerin temel noktasında yer alan
6.8.22
Bugün uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi yaptım; Sezai Karakoç'un yanında en sevdiğim şiirini okudum, ağustos böceği bir meşaledir. Bu şiirin çok farklı bir yeri var bende, ilk defa lise sonda duymuştum ve nedense şimdi baktığımda şairin kendini ağustos böceğiyle özdeşleştirdiğini görüyorum, en azından öyle hissettirdi. Özellikle son dizeleri mezarı başında okumak çok farklı bir duyguydu. Şairin kendisine şiirini okumak pek akıl işi değil ama belki özlemiştir diye düşündüm. Şehzade Camii'nin de ayrı bir yeri var. Süleymaniye'ye bir dönem orada gönüllülük de yaptığımdan sıkça giderdim ama bu minik camiye nedense hiç gitmemişim. İsmini de çok duyunca bir gün özellikle ziyaretine gittim ama Sezai Karakoç'un burada defnolduğu tamamen aklımdan çıkmıştı. Cenaze sırasında il dışında olduğumdan katılamamıştım. İlk kez başka bir camiide Süleymaniye'de hissettiğim huzuru duydum. Ki zaten çok benzer, küçük Süleymaniye gibiydi. Camiiden çıktıktan sonra bahçesinde bir süre dolanmak istedim ve Sezai Karakoç'un mezarıyla karşılaştım. O kadar kötü hissettim ki; çünkü unutmuştum. Yapmam gereken ziyareti tamamen unutmuştum. Cenazeye katılamadığıma o kadar üzüldükten sonra tamamen aklımdan çıktığı için suçlu hissettim. Buna rağmen bir şekilde karşıma çıkmıştı. Güzel bir gün geçirdikten sonra tam o anda sahici bir ölüm tefekkürü oldu. Bugün de mezarın başını bomboş görünce benzer şeyleri hissettim. Belki ziyareti unutan birileri daha vardır veya Şehzadebaşı'na bir ziyaret yapmak isteyen olur diye paylaşmak istedim öyle.
.... Büstünü yaptıran ilk padişah: Sultan Abdülaziz Otuz ikinci Osmanlı padişahı ve 111. İslam halifesi Sultan Abdülaziz Han, 1867 yılında Paris’te açılan milletlerarası sergiye III. Napolyon’un davetiyle katılır. Ortaköy’de kılınan cuma namazının ardından Frengistan’a doğru revan olur. Abdülaziz, sergiden sonra imparator ile birtakım temaslarda
Birinci yalandan sonra tüm gerçekler şüphelidir, ikinci yalandan sonra tüm şüpheler gerçektir ve üçüncü yalandan sonra sen su katılmamış bir avelsindir.... Küçük şehzade
Reklam
MEB'in Matematik, Felsefe ve Tarih'i seçmeli ders yapacağı yönünde iddialar dolaşıyor. Osmanlı'nın da aynı derin gafletten ileri gelen aynı ufuksuzluğu onun çöküşünü başlatmıştı. Yavuz'un Mısır'dan getirdiği Eşari mezhebine mensup bağnaz ulemanın etkisiyle Hanefi-Maturidi çizgi hızla terkedilmiş, bu zevat geldikten kısa süre sonra medreselerin
OSMANLI DÖNEMİ TARİHİNDEN BİR SAYFA "ŞEHZADE MUSA ÇELEBİ" Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Bayezid’in en küçük oğludur. Babasının sağlığında Rumeli’de akıncı beyliği yaparak birçok savaşta bulunduğu belirtilir. Ankara Savaşı’na (1402) kardeşleri Mehmed, Süleyman, Îsâ ve Mustafa ile birlikte katıldı. Osmanlı kuvvetlerinin savaşı
Asırlara değil, sana seslenmek istiyorum. Sen ömür boyu bir kâbusu yaşamıştın. Anlaşılmamıştın, sevilmemiştin. Beklediğin şehzade biraz geç geldi. Biraz yorgun ama masallardakinden çok daha ateşli. Eski Yunanı yaratan harikulade kadınlar Lais, Lamya, Frine senin kadar mükemmel miydiler? Sen ki, on altısında bir çocuktan daha saf ve bir Messalina’dan daha günahkârsın,Seni tanıdıktan sonra bütün insanlar küçük geliyor bana. Bütün sesleri çirkin buluyorum. Bütün kadınlar tenekeden, tahtadan, topraktanmış gibi geliyor.
Cemil Meriç
Cemil Meriç
MÜZEYYEN
Sararmış yaprakları mı? Baharı, papatyaları, gelincikleri mi yazayım bilemedim. Kasabaya kar yağıyordu ve evin zar gibi camları buz tutmuştu diye başlayabilirdim cümleye, siz inanırdınız. Olmamışı olmuş gibi, yaşanmışı yaşanmamış gibi de anlatabilirim. Ağaçlarla konuşan gönül gözü açık insanlar, menekşeleri ile dertleşirken şarkı söylediğinin
MİMAR SİNAN KİMDİR? Devrinin tâbiriyle “ser-mîmârân-ı hâssa”, yani pâ­di­şah mîmarlarının başıdır. Bir kısım kaynaklara göre babası Abdülmennân, dedesi de Dülger Yûsuf isimli şahıslardır. Sinan, Sultan Selîm’in tahta çıktığı günlerde Rumeli’ye ilâveten Anadolu’dan da devşirme alınmaya başlanması üzerine Kayseri’nin Ağırnas Köyü’nden
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.