Eski bir mason ve İttihatçı zabit olan Kâzım Nami Duru, İkinci Meşrutiyet inkılâbını yapanlarla masonluk arasındaki yakınlığı şöyle anlatıyor:
"İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin o vakitki arkadaşlarından sağ kalanlar, birçok olayların etkisi altında birbirlerinden uzak, birbirleriyle ilgisiz kalmış iseler de eski içtenliklerinden, sevgilerinden pek az şey yitirmişlerdir. Bu içtenliği, bu kardeşlik duygusunu bugün de yüreklerinin derinliklerinde bulursunuz. İçlerinde mason olanlar vardı, meşrutiyetten önce de masonluktan bir hayli yararlanmışlardı. Yalnız mason olanlar birbirlerine liüm (anadan), yalnız ittihatçı olanlar lieb (babadan), hem mason hem ittihatçı olanlar liebeveyn (ana-baba bir) kardeş derlerdi. Bu içtenliği yaratan büyük idealdi."
| Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, Yer-Su Yayıncılık, 1. Baskı: Aralık 2019, s. 170.
Sayfa 170 - Yer-Su Yayıncılık, 1. Baskı: Aralık 2019Kitabı okudu
Merve Okulu ile birlikte irdelediğimiz Üç İstanbul incelemesi .
Mithat Cemal Kuntay’ın Üç İstanbul romanı İstanbul’un üç ayrı dönemini; Abdülhamit’in son yılları (istibdat dönemi), 1908 ihtilaliyle iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki yönetimindeki yılları (meşrutiyet dönemi) ve Birinci Paylaşım Savaşı’nın
Sidney W. Mintz'in Türkçeye Şeker ve Güç (Şekerin Modern Tarihteki Yeri) adıyla çevrilen kitabı ile şekerin tarihine yolculuğa çıkıyoruz. Şeker diyerek basite alınabilecek bir ürünün başından neler geçtiğini okuyacağız.
Yazar, kitabın yazım süreci hakkında bilgi verirken, kendisine destek veren herkese teşekkür ettikten sonra, bu kitabın bir an
Hindistan tarihine girizgah olması açısından kesinlikle faydalı bir kitap. Zira müstakil Hindistan tarihi okumaları yapan herkes bilir ki; sadece Vedik metinler bile içinden çıkması çok zor ve karışık bir süreci ihtiva eder. Bu nedenle, kitapta antik çağlardan ta Kuşan İmparatorluğu devrine kadar, yalın bir anlatım söz konusu. Kitapta; Büyük İskender'i, Selevkoslar'ı, Aşoka'yı, Maurya İmparatorluğu 'nu, Buddha'yı, antik dönem Hint inan dünyasını, Bimbisha'yı, oğlu Acataşatru'yu ve fazlasını bulacaksınız.
Dikkatimi çeken en önemli husus; İskender istilası dönemleri anlatılırken, pek çok Batılı isme aşina oluşumuz ancak neredeyse hiçbir Hint kralı ismi bilmiyor oluşumuzdur. Batı, aktörlerinin propagandasını öyle ustalıkla yapmış, Doğu medeniyetleri öylesine geriye atılmış ki, neredeyse hiçbir Hint kralı ismi bilmememiz manidardır. Tabi bunda tarih yazıcılığı anlamındaki büyük noksanlığı da görmezden gelemeyiz.
Bu kitabın, Hint tarihine meraklı herkes için, iyi bir başlangıç olacağı kanaatindeyim.
Atsız Hocanın Vasiyeti
Yıl 1967, Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nde son sınıf öğrencisiyiz. Çok değerli sanal tarihi hocamız Prof. Dr. Haluk Karamağaralı (kendisi 1944 olaylarının mağdurlarından) ile okul döneminde Türk milliyetçiliği üzerine sohbetler ederdik.
Karamağaralı hoca İstanbul'daki Türk sanat eserlerini tanıtmak üzere bir program