Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rahmetli Babam Piyade Albayı İzmirli İsmail Bey olduğundan resmi kaydım İzmirlidir. Dedem Hacı Ahmet Efendi, Onun Babası Urlalıoğlu Ömer Ağa olduğuna göre de ecdadımızın İzmir'in Urla ilçesinden geldiği anlaşılıyor. İzmir'de orta tahsilini bitiren Babam, Bursa Askeri Lisesinde ve İstanbul'da Harbiye de okuduktan sonra 1869 yılında
Podgorica, Karadağ'ın başkenti ve en büyük şehridir. Şehir için Osmanlı döneminde Böğürtlen ve Arnavutçadan alınan Burguriçe isimleri, Yugoslavya döneminde ise Titograd ismi kullanılmıştır. Şehir, İşkodra Gölü'nün hemen kuzeyinde ve Adriyatik De
🌱 NEFS 🌱 ⁠●⁠ Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki "n-f-s" kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfüs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek
Reklam
KADİR GECESİNE DAİR Bu gece Ramazan'ın 27. gecesi. Çoğumuz Kadir gecesi deyince doğrudan 27. geceyi düşünüyoruz. Bu yazıda kadir gecesine ilişkin bazı bilgiler vermeye çalışacağım. 1. ADI NEREDEN GELİYOR? Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır: a) “Kadr”, takdir etmek demektir. Allah, ezelde takdir
Kadir Gecesi / Hz.Ali Ramazan Ayın'da öldürüldü
Kadir Gecesi, Ali Gecesi Kadir gecesi, Rahmet Peygamberi’nin buyruğuna göre Ramazan Ayı’nın son 10 gününden birisidir. Hatta son on günün tek, yani on dokuzuncu, yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci ve yirmi dokuzuncu gecelerinden birindedir. O gün kader gecesidir ve bin aydan daha hayırlıdır. Kur’an o gecede indirilmiştir,
KÜSTAHLIKTA SON SINIR!
İnsanların, kendilerini yaratan Allah'a karşı küstahlık etme ve cür'etkârlık gösterme konusunda ne kadar ileri gidebileceğini gösteren bir âyet var. Bu âyet üzerinde bir miktar duralım, hayatımız için sonuçlar çıkarmaya çalışalım. Rabbimiz buyuruyor: "Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra)
Subhanallah.
Hz. Câbir (r.anh) anlatıyor: "Ey örtüsüne bürünen Resûlüm! Geceleyin kalk da, az bir kısmı hariç geceyi ibadetle geçir .Duruma göre gecenin yarısında veya bundan biraz daha azında veya fazlasında ibadet etmen de yeterlidir. Kurân'ı tertil ile, düşünerek oku" (Müzemmik, 73/1-4) âyetleri nazil olduğunda, biz sahabeye de gece namazını eda etmek farz olmuştu. Bu emir üzerine, geceleri ayaklarımız şişinceye kadar namaz kılmaya başladık. Ancak, daha sonra şu âyet nazil oldu: "Senin Rabbin, gecenin bazan üçte ikisine yakın bir kısmını, bazan yarısını, bazan üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin de böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini ölçen Allah'tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp sizi muaf tuttu. Artık Kur'ân'dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki, aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah'ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çesitli yerlerinde dolaşacaklardır. Bazıları, Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi artık Kur'ân'dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun. Namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve bir de Allah'a güzel ödünç takdim edin. Unutmayın ki, kendi iyiliğiniz için ahirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu, Allah'ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükâfatı kat kat artmış olarak! Allah'tan mağfiret dileyin. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur)." (Müzzemmil, 73/ 20)
Sayfa 283Kitabı okudu
Reklam
Surelerin dizaynı rastgele bir şekilde mi yapıldı?
~•~ Kur'an'ın surelerinin şu anda bizim elimizdeki şekliyle yapılan sıralaması halifeler tarafından değil, bilâkis, Allah'ın yol gösterdiği şekilde Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesselem) tarafından yapılmıştır. Ne zaman bir sure nazil olsa Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesselem) vahiy kâtiplerini çağırır, kelime kelime onu dikte ettirir ve şu surenin, şu sureden önce veya sonraya yerleştirilmesini emrederdi. Aynı şekilde, başlı başına bir sure oluşturmayan bir pasaj, bir bölüm veya bir ayet nazil olduğunda onun nereye yerleştirileceğini, hangi surenin bütünü olduğunu belirtirdi. Namaz sırasında veya başka zamanlarda, bu sıralamaya göre Kur'an'ı okur ve ashabına da bu sıralamaya göre ezberleyip okumalarını söylerdi. O halde, Kur'an'ın bugünkü sıralamasının Hz. Rasûl (sallallahu aleyhi vesselem) tarafından, vahyedenin bildirdiği şekilde, tamamlandığı günkü tertiple aynı olduğu tesbit edilmiş bir gerçektir. ~•~
Sayfa 26
KUR’ÂN-I KERÎM’İN TEDRİCEN İNMESİNİN BAZI HİKMETLERİ
Hikmet-i İlâhiyye icabı Kur’ân-ı Kerîm, ihtiyaç ve maslahata göre âyet âyet, sûre sûre indirilmiştir. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, “Sûre-i Berâe (Tevbe) ve İhlâs Sûresi hariç, Kur’ân-ı Kerîm, bana muhakkak âyet âyet, harf harf indirildi, çünkü bu ikisi, bu ümmete ikrâm olarak tamamı birden indirildi.” buyurmuşlardır. Kur’ân-ı Kerîm’den bir
KUR’ÂN-I KERÎM’İN TEDRİCEN İNMESİNİN BAZI HİKMETLERİ
Hikmet-i İlâhiyye icabı Kur’ân-ı Kerîm, ihtiyaç ve maslahata göre âyet âyet, sûre sûre indirilmiştir. Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, “Sûre-i Berâe (Tevbe) ve İhlâs Sûresi hariç, Kur’ân-ı Kerîm, bana muhakkak âyet âyet, harf harf indirildi, çünkü bu ikisi, bu ümmete ikrâm olarak tamamı birden indirildi.” buyurmuşlardır. Kur’ân-ı Kerîm’den bir
Mescid-i Kubâ
Sultan Üçüncü Ahmed Han devri ve 18. asır İslâm âlimlerinden Abdülganî Nablûsî (rah.) (1641-1731) “el-Hakîkat ve’l-Mecâz” isimli Hac seyâhatnâmesinde Mescid-i Kubâ ile alâkalı şöyle anlatıyor: Hicrî 1105 (M. 1693) senesi 6 Şevvâl Pazartesi günü, Resûlullah Efendimizi (s.a.v.) ziyaret ettik. Sabah namazını Mescid-i Nebevî’de kıldıktan sonra
Reklam
Mescid-i Kubâ
Sultan Üçüncü Ahmed Han devri ve 18. asır İslâm âlimlerinden Abdülganî Nablûsî (rah.) (1641-1731) “el-Hakîkat ve’l-Mecâz” isimli Hac seyâhatnâmesinde Mescid-i Kubâ ile alâkalı şöyle anlatıyor: Hicrî 1105 (M. 1693) senesi 6 Şevvâl Pazartesi günü, Resûlullah Efendimizi (s.a.v.) ziyaret ettik. Sabah namazını Mescid-i Nebevî’de kıldıktan sonra
Kadını toplum hayatından dışlamak, Allah’ın iradesine karşı çıkmaktır.
Kadınların rûhî ve bedenî duyarlılığı sebebiyle ilgi duymadıkları alanlar vardır. Ama Kur’ân ve Sünnet yasalarıyla erkeklere açık, fakat kadınlara kapalı alanlar yoktur. İstisnalar da pek azdır. Erkeklerin yükümlü kılındığı îman, namaz, zekât ve hac gibi görevlerle, içki, kumar ve zinâ gibi yasaklarla onlar da yükümlüdür. Erkekler gibi onların da eşlerini seçme, özel şartları içinde boşanma ve ekonomik görevleriyle uyumlu mîras alma hakları vardır. Onların da üretime katılma, ticaret yapma, siyasî ve hukûkî yönden kendilerini ve diğer Müslümanları temsil ve onlar adına tasarrufta bulunma hakları, gereğinde savaşlara katılma görevleri vardır.
Sayfa 486Kitabı okudu
Sonuna kadar okuyalım, paylaşalım, istifade edelim İnşaAllah ❀
Bu gecenin, şu ayeti kerimede bildirilen gece olduğu söylenmiştir. “O gecede her hikmetli iş, belirlenip hükme bağlanır.” (Duhân,4) Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle 'Mübarek', Kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle 'Berat', Kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle
556 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.