Sıradışı bir durum olduğunda insanlar her zaman bir şeyler uydururlar ve o saatten sonra neyin gerçek neyin kurgu olduğunu bilmek tam anlamıyla mümkün değildir artık.
Bu yüzden kitapta tarihi olaylardan çok, hoşuma giden alıntıları paylaştım. Kitapta hurafeleri, iftiraları baz alarak kurgulanmış tarihi bi içerik olmayan romandır. O dönemde 100 bin haşhaşinin yaşadığı iddia ediliyor. Bu rakam oldukça uydurma bir rakamdır. Zira rakamların sayısı gerçek olsa Selçuklu'da bütün devlet kademelerini kontrol
"Beyza ve Berat ile Mucize Yolculuklar Karanlıklar Evi " bir çocuk kitabı üstelik risk içeren ölüm kavramını çocuklara fantastik bir kurgu ile anlatarak oldukça etkileyici bir yaklaşım sergiliyor. Kitap, çocukları ölüm konusunda anlayışlı ve empatik olmaya teşvik ediyor. Hikaye, Beyza ve Berat'ın beklemedikleri bir anda ölümle
Yaklaşık otuz yıl kadar önce okuduğum bir Jules Verne kitabı. İlkokul veya ortaokulda okumuşumdur. Tam hatırlamıyorum. Diğer kitaplarından biraz farklı. Hayaletli binalar olurya onun gibi bir şatoda dönüyor olay. Ve Transilvanya'da yani Drakula'nın memleketinde. Bazıları Drakula'nın bu kitaptan esinlenmiş olabileceğini söylüyorlar.
İçerisinde ayrıca bölgeyi her ne kadar farklı söylenişleri ile de olsa gerçek isimleriyle veriyor ve tasvir ediyor baya.
Kitap korku kitabı gibi olsa da diğer kitapları gibi , bilim, bilim-kurgu içerikli denebilir. İlginç olan günümüzde ki teknolojileri andırması içinde. Televizyon, hologram, kablolar vs gibi. İlginç olması kitabın 19. yüzyılın sonlarında yazılması. Yani bu teknolojiler henüz yokken. Adam gelecekteki teknolojileri öngörmüş sanki.
Bizde çocuk kitapları gibi görülmesi de tuhaf bence bu adamın kitaplarının.
Çok sevdim diyemeyeceğim ama Ömer Hayyam' a karşı merak uyandıran bir kitap diyebilirim.
Hangi kısımlar gerçek hangi kısımlar kurgu tarih bilmiyorsanız benim gibi kafanız karışabilir. Ayrıca Ömer Hayyam'ın astroloji ile uğraşması ve astrolojinin eski zamanlardan beri var olduğunu göstermesi önemliydi
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,5bin okunma
Kent İmgesi lisans eğitimim gereği öğrendiğim ve üzerine çalışarak aktif bi şekilde kullandığım bir konu. Bu sebeple kitap benim zamanım için okunması son derece geç kalınmış bir eser ne yazık ki. Nihayet elime alıp okumaya başladığımda aslında çoğu ana başlığı bildiğim için sanırım ilerletmesi zor oldu. Verdiği örneklerin anlatımını
Veee serinin ikincisi de elbette okundu. Ama itiraf etmeliyim ki ikinci kitap daha daha güzeldiÇünkü Semih ve Mihrem aşkını dibine kadar yaşadık. İlk kitapta öyle bir yerde bitmişti ki. Mihrem duyduğu şeylerin gerçek olduğunu düşünmüştü ve hayalleri yıkılmıştı. Bir erkeğin onun duygularıyla oynaması tabi ki affedilir bir şey değildi. Kapı arkasından duyduklarıyla verdiği karar ikisininde hayatının yeni bir yola doğru evrilmesine sebep olacak. Birbirlerini yaşamak varken Mihrem yaktı bütün gemileri. Semih’in onu kandırdığını düşünüp ona unutamayacağı bir ders vermek istedi. Ve evlendiler. (Evet evlendiler) Semih bu evliliğin aslında Mihrem’in intikamının bir parçası olduğundan habersiz. Sonra ki gün Mihrem yeni görev yerine gitti kimseye tek bir kelime dahi etmeden. Semih perişan ne yapacağını bilemez bir halde ( ki bu çocuğun çektikleri nedir ya yazık günah vallaha ) Ama Semih aşkımdan vazgeçmedi her yerde aradı aşkını. Aradan geçen zaman aşklarını söndürmedi tam aksine içlerinde daha da alev haline geldi. Mihrem ne kadar kaçarsa kaçsın içinde ki Semih her yere onunla gitti. Aradan geçen zamandan sonra(çok uzun zamandan sonra) bir görevde karşılaşıyor bizim esas kız ve esas oğlan Sonrası kitapta, ama size şu kadarını söyleyeyim bu kitap mükemmeldi Askeri kurgu kölesiyiz ama içinde de aşk olsun istiyoruz. Ve bu kitapta Semih ile Mihrem bizi aşklarına bulayıp çıkardı. İleride tekrar okunacaklar rafımda yerlerini aldılar
"Var olmak umutsuzluk çekmekten başka bir şey değildir... çünkü var olmuyoruz, var ediliyoruz."
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri, müthiş bir finalle bitiyor. kitap baştan sona monolog bir diyalog şeklinde ilerliyor ,anlatıcı (kız) sürekli ilişkisini bitirmeyi düşünürken tabi düşünce ile gerçek farklı oluyor, jake peşinden, jake'in ailesini görmeye çiftliğe gidiyor. Baştan sona gerilim yüklü , psikoloji bozucu , kasvetli bir havada gidiyor bir o kadar antipatik bir aile ile karşılaşıyoruz , arada ipuçları veriyor kitap, kafa karıştırıcı bir telefon sapığı var üstüne üstlük derken son sayfalarında şok etkisi yaratıyor kitap müthiş bir son iyi bir kurgu üstüne üstlük müthiş bir gerilim ve merak uyandırarak yapıyor. Sonunda Jake acıyorum be.. hayatın anlamını sorgulatıyor . Yaşamak için bir sebebi olmalı dedirtiyor kitap insanın!!!. Yalnızlık bir mücadeledir ve bu mücadeleyi ne kadar sürdürebilir insan bu dayanma gücü ile alakalıdır belki o kağıda numarasını yazsa jake'nın hayatı farklı olurdu. Bazı şeyler şans mı yok sa çocukluk döneminde yaşadığımız anıların tanıdıkların etkisi var mı ? Yaşamımızı başkaları mı belirliyor? Tek başına bu acımasız dünya ile insan baş edebilir mi ? Tam bir ironi, Beyin yakan türden bir kitap kesinlikle okunmalı şiddetle tavsiye ediyorum.
Geçtiğimiz senelerde Jane Eyre ve Uğultulu Tepeler’i okumam vesilesiyle Charlotte Brontë ve Emily Brontë ile tanışma şerefine erişmiştim. Mükemmel eserleri hâlâ hafızamda, bazı detayları eksik haliyle tabii. Kardeşleri Anne Brontë ile de henüz tanışabildim. Fakat ablaları kadar okunmaması beni çok şaşırttı öncelikle. Çünkü şu an kitaplığımda
Aşk romanı değil siyaset romanı değil tarih romanı değil bence hayat romanı.Yaşamla ölüm arasında kelebeğin kanat çırpışı gibi göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor roman.Öyle bir akıcılık.Gerçek mi kurgu mu sorgulayarak okuduğum bir kitaptı.Beğendiğim ve birine önerebileceğim kitaplar arasında yerini aldı.İyi okumalar.
Harika Bir HayatHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2023839 okunma
Gerçek bir hayat hikayesine dayanan ve muazzam bir kurgu ile yazılmış bu kitabı çok beğendim. Satranç oyuncusu olduğum için de kapak fotoğrafına ayrıca bayıldım o yüzden şöyle bir gambitle başlamak istedim
Kitabın ana karakteri bir kadın, lakabı Baltalı Hano. Osmanlı'nın ilk ve tek kadın mafyasıdır. Asıl ismi Hanzade. Hanzade, kabadayı
Şaban Alıyev
@burcutektasofficial
Selamün AleykümBugün sizlere bir çırpıda hemencecik okuduğum ama beni çok eskilere, çocukluğuma götüren bir öykü kitabı ile geldim.
Aslında öykü demeden anı desem daha iyi olur. Evet bu bir anı kitabıdır...
Yazarın yazma yolculuğu ilkokul döneminde babasının kitapları arasında bulduğu ajanda ile başlamış. Sonrasında kendiside bir çok ajanda dolusu şiirler, denemeler, öyküler yazmaya başlamış...
Yazarın kalemi akıcı,anlatımı ve ifadeleri güzel, bazı detayları gereksiz yere vermiş olsa da evet evet ilk kitabın hiç bir zaman günahı olmaz.Yazarın kalemi muhteşem bir kurgu ile ya da gerçek bir hayat hikâyesinden esinlenerek kaleme alınmış roman türüne yatkın. Belki de sonrasında (bilmiyorum belki de vardır) roman okuruz kendisinden...
Benim çok sevdiğim ,okumaktan keyif aldığım ve kendime favorim olarak seçtiğim FOTOĞRAFIN ENSESİNDE BİR ŞEHİR bölümü oldu.Okurken İstanbul'un tarihi mekanlarına, semtlerine misafir olmak harika bir duyguydu...
Bir çoğunuzun okurken her bir bölümde kendi çocukluğundan iz bulacağı "ahh bee' diyerek tebessüm edip, belki de eski günlere özleminden gözleri yaşararak eski günleri yad etme imkanı bulacağı bir okuma...
Satır aralarında başarılı şekilde, edebi bir üslupta günümüz yaşantısına, insanlara, modern dünya sistemine, değişen toplumsal değerlerimiz gibi konulara inceden inceye dokundurmalar yapmış olmasıda gözümden kaçmadı...
Kitapla ve Sevgiyle Kalın
#okudumbitti #kitapyorum
#okur #kokushibo #flp #kitap #kitapyurdu #okuryorum #okumaközgürlüktür
Corg, Kanun ne derse onu yaptı.
Corg’a yapılacak ne varsa yine Kanun’dan ötürü. Çünkü bu yüzyıllardır devam ediyor.
Alınan her kan karşılık bulmalı, misafir tanrısallaştırılmalı, kadının karnındaki bebek dahi Kanun’a uygun doğmalı.
Corg ağabeyinin kanını başka bir kanla ödedi. Şimdi onun da peşine düşecek aldığı kanın ailesi. Ama bir ayı var önünde, baharın yeşili Nisan’ı.
.
İsmail Kadare mekan ve kurgu yaratmada güçlü bir kalem. Bununla birlikte (Rüyalar Sarayı’nda olduğu gibi) gerçek-hayal ikileminde de bırakmada da çok başarılı. Kırık Nisan karanlık bir sistemin içine çekiyor okuru. Sistemin yaralar açtığı, yaralardan nemalandığı bir yere götürüyor.
Corg’un bir ayını okurken, sistemin -Kanun’un- diğer oyuncularını da görüyoruz. Sessiz seyircisini, alkışlayanını, galiplerini ve Kanun’un kurbanlarını.
Bazı karakterlerin iç sesini daha da duymak isterdim ancak buna rağmen etkilenerek okudum~
.
Şebnem Degni çevirisiyle ~
Kırık Nisanİsmail Kadare · Jaguar Kitap · 202482 okunma
Değişim bir fısıltıyla başlar.
Kitabı, filmini izledikten sonra okumaya başladım. Filmini ise sosyal medyada gördüğüm bir video ile başlamıştım. Sarışın bir kız çocuğu siyahilerin klozetine oturduğu için annesi tarafından tartaklanıyordu ve bakıcısı bir siyahiydi. Küçük kıza "sen güzelsin, özelsin, sen önemlisin" diyordu.
Hayatlarını
Amak-ı Hayal: Hayalin derinliği
"Bu kitabı, hakikat aşkıyla yanan, akılla kavranamayacak konuları merak eden insanların zevkle okuyacağı kanaatindeyim." diyor kitabın başında Ahmed Hilmi. Eseri okumadan önce felsefe, edebiyat ve dini bilgilere sahip olmak gerekir. Düz bir okumayla anlaşılmayacak imgelerle oluşmuş derin anlamlar yüklü