Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgili Dost, Horoz geceyi severse, bir daha ötmez. Su bulutu severse, inmez toprağa. Arabayi severse at, yokuştan ürkmez. Akrebi severse yelkovan, vay o zamana! Kafesi severse kuş, gökler boşalır. Uçmayi severse timsah, sürünür gözyasları. Güneşi severse buz, ne hirler cosar. Denizi severse nehir, tırmanır daği. Doktoru severse hasta. atesi düşmez. Külü severse ates. vanmaz bir daha. Kuması severse terzi, makasi kesmez. İğneyi severse iplik, korkar kopmaya. Kuzuyu severse kurt, şaşırır kalır. Ağaci severse yaprak, küfreder sonbahara. Çiçeği severse vazo, çatlar, kirılır. Beyazi severse kömür, saplanır kara. Kolları severse ud, sarkisi bitmez. Yolu severse şoför görmez durağı. Sözü severse dudak, susmayı bilmez. Uykuyu severse hırsız, düşer çuvalı. Topaci severse ip, siki sarilir. Fitili severse bom- ha patlamaz daha. Rüzgâri severse yelken, nefesi san Nefesi severse ney, başlar yanmaya. Köleyi severse efendi, kırbacı düşer. Kirbaci se verse köle, düsman azada. Ormani severse aslan, kafe si dişler. Isigi severse göz, utanır yumulmaya. Defi severse ayı, burnuna kanca takılır. Küfü se verse ekmek, mevleder kararmaya. Pası severse demir an gelir ufalanır. Zili severse saat, can atar kurulmaya. Sevgili Dost, Su günlerde herkes seni sevdiğini söylüyor şu günlerde herkes şımartıyor seni. O halde kulak ver "Efendin seni sevdidi ve şımartıldı zaman daha az mı kölesin? Vay kölenin haline! Efendin seni simartiyor;o halde yakında kamçılayacaktır," diyen Pascal'a.
Canınız cehenneme!" dedi şoför. "Ben voltamı alıyorum. Bü­tün şehir tımarhaneye dönmüş!"
Sayfa 356Kitabı okudu
Reklam
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Trout ya sen bensin, ya da ben senim dostum :)
"Ciddi misin değil misin anlayamıyorum," dedi şoför. "Hayat ciddi bir şey mi değil mi öğrenene kadar ben de bilemeyeceğim," dedi Trout. "Biliyorum, tehlikeli, çok da acı verebiliyor. Ama bunlar ciddi olduğunu göstermez."
Askeri darbenin en kötü günlerinde Diyarbakırlılar hapishaneden gelen işkence çığlıklarıyla sindirilmişken, Ankara’dan şehre müfettiş kılıklı bir adam gelmiş. Esrarengiz ziyaretçi kendisini havaalanından oteline götüren taksinin Kürt şoförüne Diyarbakır’da hayatın nasıl olduğunu sormuş. Şoför de bütün Kürtlerin yeni askeri yönetiminden çok memnun olduğunu, Türk bayrağından başkasına inanmadıklarını, ayrılıkçı teröristlerin hapse atılmasından sonra şehir halkının çok mutlu olduğunu söylemiş. ‘Ben avukatım,’ demiş Ankara’dan gelen ziyaretçi. ‘Hapiste işkence görenleri, Kürtçe konuştu diye köpeklere yedirilenleri savunmaya geldim.’ Bunun üzerine şoför ilk sözlerinin tam tersi bir havaya girmiş, hapishanede Kürtlere yapılan işkenceleri, canlı canlı lağımlara atılanları, dövüle dövüle öldürülenleri sayıp dökmüş. Ankara’dan gelen avukat dayanamayıp şoförün sözünü kesmiş. ‘Ama az önce tam tersini söylüyordun,’ demiş. Diyarbakırlı şoför de ‘Avukat bey, haklısınız,’ demiş. ‘İlk söylediğim resmi görüşümdü. İkinci söylediğim de şahsi görüşümdür.
askeri darbenin en kötü günlerinde Diyarbakırlılar hapishaneden gelen işkence çığlıklarıyla sindirilmişken, Ankara'dan şehre müfettiş kılıklı bir adam gelmiş. esrarengiz ziyaretçi kendisini havaalanından oteline götüren taksinin Kürt şoförüne Diyarbakır'da hayatın nasıl olduğunu sormuş. şoför de bütün Kürtlerin yeni askeri yönetimden çok memnun olduğunu, Türk bayrağından başkasına inanmadıklarını, ayrılıkçı teröristlerin hapse atılmasından sonra şehir halkının çok mutlu olduğunu söylemiş. "ben avukatım," demiş Ankara'dan gelen ziyaretçi. "hapiste işkence görenleri, Kürtçe konuştu diye köpeklere yedirilenleri savunmaya geldim." bunun üzerine şoför ilk sözlerinin tam tersi bir havaya girmiş. hapishanede Kürtlere yapılan işkenceleri, canlı canlı lağımlara atılanları, dövüle dövüle öldürülenleri sayıp dökmüş. Ankara'dan gelen avukat dayanamayıp şoförün sözünü kesmiş. "ama az önce tam tersini söylüyordun," demiş. Diyarbakırlı şoför de "Avukat Bey, haklısınız," demiş. "ilk söylediğim resmi görüşümdü. ikinci söylediğim de şahsi görüşümdür."
Reklam
Sevgili Dost, Horoz geceyi severse, bir daha ötmez. Su bulutu severse, inmez toprağa. Arabayı severse at, yokuştan ürkmez. Akrebi severse yelkovan, vay o zamana! Kafesi severse kuş, gökler boşalır. Uçmayı severse timsah, sürünür gözyaşları. Güneşi severse buz, nehirler coşar. Denizi severse nehir, tırmanır dağı. Doktoru severse hasta, ateşi düşmez. Külü severse ateş, yanmaz bir daha. Kumaşı severse terzi, makası kesmez. İğneyi severse iplik, korkar korkmaya. Kuzuyu severse kurt, şaşırır kalır. Ağacı severse yaprak, küfreder sonbahara. Çiçeği severse vazo, çatlar, kırılır. Beyazı severse kömür, saplanır kara. Kolları severse ud, sarkısı bitmez. Yolu severse şoför, görmez durağı. Sözü severse dudak, susmayı bilmez. Uykuyu severse hırsız, düşer çuvalı. Topacı severse ip, sıkı sarılır. Fitili severse bomba, patlamaz daha. Rüzgarı severse yelken, nefesi sanır. Nefesi severse ney, başlar yanmaya. Köleyi severse efendi, kırbacı düşer. Kırbacı severse köle, düşman azada. Ormanı severse aslan, kafesi dişler. Işığı severse göz, utanır yumulmaya. Defi severse ayı, burnuna kanca takılır. Küfü severse ekmek, meyleder kararmaya. Pası severse demir, an gelir ufalanır. Zili severse saat, can atar kurulmaya. Sevgili Dost, Şu günlerde herkes seni sevdiğini söylüyor. Şu günlerde herkes şımartıyor seni. O halde kulak ver, "Efendim seni sevdiği ve şımarttığı zaman daha az mı kölesin? Vay kölenin haline! Efendin seni şımartıyor; o halde yakında kamçılayacaktır," diyen Pascal'a.
Sayfa 107 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Soyun Piloğlu Piloğlu
Gayri dağarcıkta balımız kalmadı Tükendi tadımız tuzumuz Uçup gitmiyor sözümüz Utan Piloğlu Piloğlu Işıkları söndürmeye başladılar Sepethavası bu Düğün dağılıyor dernek tamam
Sayfa 274 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / BigüzelKitabı okudu
Horoz geceyi severse, bir daha ötmez. Su bulutu severse, inmez toprağa. Arabayı severse at, yokuştan ürkmez. Akrebi severse yelkovan, vay o zamana! Kafesi severse kuş, gökler boşalır. Uçmayı sever­se timsah, sürünür gözyaşları. Güneşi severse buz, ne­hirler coşar. Denizi severse nehir, tırmanır dağı. Doktoru severse hasta, ateşi düşmez. Külü se­verse ateş, yanmaz bir daha. Kumaşı severse terzi, ma­kası kesmez. İğneyi severse iplik, korkar kopmaya. Kuzuyu severse kurt, şaşırır kalır. Ağacı severse yaprak, küfreder sonbahara. Çiçeği severse vazo, çat­lar, kırılır. Beyazı severse kömür, saplanır kara. Kolları severse ud, şarkısı bitmez. Yolu severse şoför, görmez durağı. Sözü severse dudak, susmayı bil­mez. Uykuyu severse hırsız, düşer çuvalı. Topacı severse ip, sıkı sarılır. Fitili severse bom­ba, patlamaz daha. Rüzgarı severse yelken, nefesi sanır. Nefesi severse ney, başlar yanmaya. Köleyi severse efendi, kırbacı düşer. Kırbacı se­ verse köle, düşman azada. Ormanı severse aslan, kafe­si dişler. Işığı severse göz, utanır yumulmaya. Defi severse ayı, burnuna kanca takılır. Küfü se­verse ekmek, meyleder kararmaya. Pası severse demir; an gelir ufalanır. Zili severse saat, can atar kurulmaya.
Sevgili Dost, Horoz geceyi severse, bir daha ötmez. Su bulutu severse, inmez toprağa. Arabayı severse at, yokuştan ürkmez. Akrebi severse yelkovan, vay o zamana! Kafesi severse kuş, gökler boşalır. Uçmayı severse timsah, sürünür gözyaşları. Güneşi severse buz, nehirler coşar. Denizi severse nehir, tırmanır dağı. Doktoru severse hasta, ateşi
Reklam
10.BÖLÜM
Şoför etkilenmişti. ''Düşününce '' dedi, ''Kutsal Kitap' ta doğanın korunmasıyla ilgili hiçbir şey yok galiba.'' '' Yani eğer Tufan hikayesini saymazsan, '' dedi Trout.
Sayfa 91 - Can
sevgili dost; horoz geceyi severse, bir daha ötmez. su bulutu severe, inmez topraga. arabayı severse at, yokuştan ürkmez. akrebi severse yelkovan, vay o zamana! kafesi severse kuş, gökler boşalır. uçmayı severse timsah, sürünür gözyaşları. güneşi severse buz, nehirler coşar. denizi severse nehir, tırmanır dağı. doktoru severse hasta, ateşi düşmez. külü severse ateş, yanmaz bir daha. kumaşı severse terzi, makası kesmez. iğneyi severse iplik, korkar kopmaya. kuzuyu severse kurt, şaşınır kalır. ağacı severse yaprak, küfreder sonbahara. çiçeği severse vazo, çatlar, kırılır. beyazı severse kömür, saplanır kara. kolları severse ud, şarkısı bitmez. yolu severse şoför, görmez durağı. sözü severse dudak, susmayı bilmez. uykuyu severse hırsız, düşer çuvalı. topacı severse ip, sıkı sarılır, Fitili severse bomba, patlamaz daha. Rüzgârı severse yelken, nefesi sanır. Nefesi severse ney, başlar yanmaya. köleyi severse efendi, kırbacı düşer. kırbacı severse köle, düşman azada. ormanı severse aslan, kafesi dişler. ışığı severse göz, utanır yumulmaya. defi severse ayı, burnuna kanca takılır. küfü severse ekmek, meyleder kararmaya. pası severse demir, an gelir ufalanır. zili severse saat, can atar kurulmaya.
Sayfa 108Kitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.