Halk Partisi (Chp)
Lâiklik ve inkılâpçılık perdesi arkasında, yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler. İklimlere ve kıtalara hükmeden ecdadımızı, şurada burada, Halkevleri'nde türlü kılıklara sokarak tahkir ve tezyif ettiler. Bizi mazimizden, bizi kökümüzden, bizi bizden ayırdılar. Ne kadar batırdılarsa, o kadar
Sayfa 77
Tam yirmi yıl tanrılar gibi konuştular. Firavunlar gibi saltanat sürdüler, yediler, içtiler, kustular!.. Bol harcırahlar, hususî vagonlar, yatlar, şahane saraylarda şahane hayatlar... Zevk, eğlence âlemleri... Vur patlasın çal oynasın!.. Her gün bayram, her gün seyran! Altta kalanın canı çıksın. Altta kalan milletti, halktı, köylü idi. Amma nutuklarda, amma afişlerde (Köylü milletin efendisidir) diye yazılı idi. Halkı ve köylüyü "efendimiz sensin, efendimiz sensin" diye diye soydular. Ne utandılar, ne usandılar, ne doydular! "Yurtta sulh, cihanda sulh" deyip yan gelip yattılar... İşte bunlar böyleydi, böyle battılar...
Sayfa 78
Reklam
Gıybet ederek oruçları bozulan iki genç kızın hikayesi
Enes bin Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: “Günün birinde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem insanlara o gün oruç tutmalarını emretti ve ‘Ben izin verinceye kadar kimse iftar etmesin' buyurdu. İnsanlar o günü oruçlu geçirdiler. Nihayet akşam olup iftar etme vakti geldiğinde insanlar gelip Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden iftar etmek için izin istiyorlar, O da izin veriyordu.Bir adam gelip ‘ Ey Allah’ın Resûlü! Ben bugün oruçluydum. Eğer izniniz olursa orucumu açayım ’ dedi. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ona izin verdi. Bunun arkasından birkaç kişi daha geldi; onlara da izin verdi. Sonra bir adam daha geldi ve ‘Ey Allah’ın Resûlü! Senin yakınlarından iki genç kız var; onlar da bugünü oruçlu geçirdiler. Ancak yanına gelip iftar etmek üzere izin almaya utanıyorlar. Onlara izin ver de oruçlarını açsınlar’ dedi.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona cevap vermedi. Adam ikinci kez sordu , yine cevap alamadı . Üçüncü kez sordu yine. Dördüncü kez sorduğunda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem , ‘Onlar oruç tutmadılar! Sabahtan akşama kadar insanların etlerini yiyen bir kişi nasıl oruçlu olabilir ki! Git ve onlara eğer oruç tutmuşlar ise kusmalarını, midelerindekini çıkarmalarını söyle’ buyurdu. Adam gitti ve Resûl-i Ekrem’in söylediklerini onlara anlattı. Bu iki kız da Allah Resûlü’nün dediği gibi kustular ve parça parça etlerin çıktığını gördüler. Adam gidip durumu Resûlullah’a bildirdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ‘Nefsimi elinde tutan Allah adına yeminle söylüyorum ki eğer o et parçaları karınlarında dursaydı , onların yüzünden cehenneme girerlerdi' buyurdu.
- Alınma nazlı ağaç, yaprak değildi onlar, kuştular! - Hayır, dedi, yapraklarımdı onlar, aldanıp kahkaya koştular, şimdi boşlukta kaldılar, ağaç gibi somut bir şey değil ki kahkaha, neresine konacaksın? Bekle ki kahkaha dallanıp, budaklansın...
Sayfa 6 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
Oruç ve gıybet.
Resûlullah (s.a.v), insanları oruç tutmalarını emretti ve, "Sakın ben izin vermeden kimse orucunu açmasın" buyurdu. İnsanlar akşama kadar oruç tuttular. Adamın biri Hz. Peygamber'e (s.a.v) gelerek, "Ey Allah'ın Resûlü! Gündüzümü oruçlu olarak geçirdim. Müsaade edersen orucumu açayım" dedi. Resûlullah da (s.a.v) ona izin verdi. Halk böyle gelip müsaade alarak oruçlarını açtılar. Nihayet biri geldi ve, "Ey Allah'ın Resûlü! Kureyş'ten iki genç kız, gelip senden izin almaya utanıyorlar. Oruçlarını açmaya müsaade eder misin" dedi. Resûl-i Ekrem (s.a.v) O kişiden yüzünü çevirdi, cevap vermedi. Adam tekrar geldi, Resûlullah (s.a.v) yine yüzünü çevirdi. Adam 3 defa gelince Resûl-i Ekrem (s.a.v) "O ikisi Oruç tutmadılar. İnsanların etini yiyerek gününü geçiren kişi nasıl oruçlu olur! Git ve onlara söyle, Eğer Oruç tutmuşlarsa kussunlar" buyurdu. Adam gidip emri iletti. Onlar da kustular ve her birinin ağzından pıhtılaşmış kan geldi. Adam durumu Allah Resûlüne bildirilince, Resûlullah (s.a.v), "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Eğer onlar karınlarında kalsaydı cehennem ateşi ikisini de yiyecekti" buyurdu.
Sayfa 160 - SemerkandKitabı okudu
15 Temmuz sıradan bir darbe girişimi değildi. Milletin emaneti olan silahlarla masumlara ölüm kustular.
Selim Cerrah
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.