İlişkiler bu kadar ucuz, bu kadar değersiz olmamalı. Böyle olursa insanın diğer canlılardan bir farkı kalmaz. Oysa ben, insanın neredeyse kutsal bir varlık olduğuna inananlardanım.
Umudu kırılmış bir çocuk, incinmiş bir gönül, hayal kırıklığına uğramış bir candım ki, bildiğim, kutsal saydığım her şeyi unutmuş, tepeden tırnağa nefrete dönüşmüştüm.
Ben de kahraman bir adama en iyi yakışacak şeyin, kalbin sakin, samimi ve sıcak bir köşesinde kutsal bir efsaneyi yaşatmak olduğuna bütün gücümle inanırım.
"Luther sahte mistisizmini uygulamak için fazla beklemez. Luther, bütün işlerinde ve aldığı kararlarında bir tür tanrısal ilhamla yönlendirildiğine kendisini inandırmıştır." Luther öncelikle yeni bir tarz içerisinde "Tanrı'nın Sözü" adı altında anlatımlarda bulunmuştur. Fakat çok geçmeden, "Luther'in Tanrı'nın Sözü' adıyla daima kendi Kutsal Kitap yorumunu ve Tanrı'nın kendisine ilham ettiğini övünerek söylediği kendi öğretisini dile getirdiği" anlaşılmıştır.
"Luther'in temel özelliklerinden birisi, onun entelektüel hayatında, sosyal ilişkilerinde, sözlerinde ve vaazlarında daima şeytanı dile getirmesi ve Kutsal Kitap'ta verilen yetkiden daha fazla güç ve önem yüklemesidir. Bu özellik onun yazılarına, Almanya'da, daha önce hiç görmediği bir popülarite kazandırmıştır. . . . Hem halk arasında hem de yüksek çevrelerde, uyuyan bütün batıl inançlar ve bunların tohumları onun bu çeşit yazılarıyla uyandırılarak harekete geçirilmiştir.
“Üçgen ruh, zihin ve bedeni simgeler!” dedi Pisagor. “Dik bir üçgen ise her yönden kendini tamamlamış olan bir insandır. Bu kutsal üçlü ancak tek bir canlıda toplanıp var olabilir: İnsanda.