Aynı şekilde fizik ve kimya ilimlerinin kurucusu da yine Müslümanlardır. Örneğin ilk defa atomun parçalanabileceğini söyleyen Câbir bin Hayyân isimli bir İslam alimidir. Bugün bize kimya derslerinde Lavoiser Prensibi diye okutulan prensipleri gerçekte ilk kez o ortaya koymuştur.
Lavoiser 1768 yılında yaptığı bir dizi deneyde bazı
salyangoz türlerinin başının kesildikten sonra yeniden
büyüdüğünü keşfetmiştir. Bu deneyde, Fransızların
salyangozlara ve baş kesmeye olan merakı ironik bir
biçimde bir araya gelmişti!
*18.yüzyıl sonlarında Fransa'da bir meteor(göktaşı)havada iken görülmüş yere düştüğünde çıkardığı ses duyulmuş ve gidip bulunduğunda da henüz sıcak olduğu tespit edilmişti.Bu taş tüm bu açıklamalarla birlikte,incelenmek üzere Akademiye verilmiş,yüzlerce görgü tanığının imzasını taşıyan açıklamaya rağmen-meşhur Lavoiser,yazdığı raporda
Lavoiser oksijen ve hidrojen kelimelerini Yunanca’da asit-biçimlendirici ve su-biçimlendirici anlamına gelen terimleri kullanarak türetmişti. Oksi asit, hidro su anlamına gelmektedir.
Fransız hükümeti ondan hastane ve hapishane koşullarına ilişkin rapor isteyince, Lavoiser'in temizlik ve havalandırma sorunlarını aşan çok kapsamlı öneriler getirdiğini görürüz. Hastaneler konusunda, hastaların hastalık türlerine göre sınıflandırması, geri zekâlıların öteki hastalardan ayrı tutulması; hapishaneler konusunda azgın suçlularla basit suçluların birbirine karıştırılmaması gerektiği üzerinde durur; cezanın asıl amacının suçlunun ıslahı ve iyi bir vatandaş olarak topluma kazandırılması olduğunu vurgular. Ayrıca "çocuğun eğitimini toplumsal bir görev" sayarak bir devlet eğitim sistemi kurulması, hastalık ve yaşlılık için isteğe bağlı bir sigorta oluşturulması önerileriyle insancıl sorunlara ne denli duyarlı olduğunu gösterir. Lavoiser'in bilimsel devrimini incelerken bu tür etkinliklerini göz önünde tutmak; Fransız Devrimi'nin "eski yönetimin işbirlikçileri" diye suçlanan kurbanları arasında, giyotin de noktalanan yaşamının acı gerçeğini de unutmamak gerekir.
Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoiser kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye
Anlama, tüm hayvan ve insanlarda aynı olup hepsinde aynı sade biçimdedir; yani anlama, nedenselliğin idrakinden, sonuçtan sebebe, sebepten sonuca geçişten başka bir şey değildir. Fakat anlamanın netliği ve idrak alanının genişliği muazzam çeşitlidir ve oldukça farklılık arz eden derecelere sahiptir. En aşağı seviyedeki canlılar, sadece dolaylı ve dolaysız nesneler arasındaki nedensellik ilişkisini idrak eder, kendi bedenindeki bir etkiyi bir sebebe bağlar ve dolayısıyla da sadece bir etkiyi mekandaki bir nesne olarak algılayabilir. En üst seviyelerde ise salt dolaylı nesnelerin kendi aralarındaki nedensellik bağlantılarının idraki söz konusudur; bu da doğadaki karmaşık neden sonuç zincirlerinin idrakine vesile olur. Fakat bu son bahsettiğimiz bile aklın değil, hala anlamanın sınırlarında gerçekleşir. Aklın soyut kavramları, sadece dolaysızca anlaşılmış olan her şeyi sabitlemeye, bağlantılarını kurmaya ve kalıcı hale getirmeye yarar. Bu soyut kavramlar asla anlayışın kendisini ortaya çıkaramazlar. Kendini gösteren her bir doğal kuvvet ve doğa yasası, her durumunda, öncelikle anlama tarafından dolaysızca idrak edilmeli ve sezgisel olarak tanınmalıdır; ancak daha sonra aklın düşünsel farkındalığına girebilir. R. Hooke'un yerçekimi yasasını keşfi ve sonradan Newton'ın hesaplarının doğrulamış olduğu bu tek yasadan da pek çok ve önemli tezahürün türetilmesi, anlama vasıtası ile gerçekleşen dolaysız ve sezgisel tanımaydı. Lavoiser'in oksijeni ve oksijenin doğada oynadığı önemli rolü ve Gothe'nin fiziksel renklerin kökenini keşfetmesi de böyleydi.
Caddede insanlar karıncalar gibi telaşla birbirine çarparak oraya buraya gidiyorlardı .
Yüzlerce insan ..
Çoğu ne kadar önemsiz ne kadar silik ..
Hepsinin eli ayağı başı var SELİM gibi ne olur yani bu kadar el ayak baş bir araya gelse de sadece bir tanecik SELİM çıkarsalar aralarından .. Lavoiser'in konunu var hiç bir şey bir anda yok olamaz kanun adamdan hesab sorar peki o zaman hareketleri , gülüşü , birlikte yaptığımız şeyler nereye gitti .
Ah benim Kalp ağrım Selimcigim..