_Deniz bitti. En az iki yüzyıldır milletçe tam bir mirasyedi gibi yaşadık. Artık sonu geldi. Alacaklılar kapıya dayandı. Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve değirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık. Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceğini sandık. Onunla ayakta durmak yerine emsalsiz bir umursamazlıkla sırtımızı
Ölçü niyetten haber verir gönülden haber verir ruhtan haber verir Kendini sev önce sonra müşteriyi Sev sattığın elma ise pazarı sevf hayatı Sev ama ölçüyle bir şeyi sevmemek onu öldürmektir hayatı sırf sen her şeyi severdin bir şeyi Sevmek her şeyi sevmektir bu mevcudat birden çoğalarak geldi bunu bilirsen sevmesen bile o şeye zulmetmezsin adaleti
Yol Gösteren Mısralar
Abdülkadir Geylâni
Tasavvuf edebiyatı
Sayfa sayısı: 133
“Maddi hazlarla meşgul olma. Hiç bir şey yapamasan günün belirli bir zamanını, Allah’ın zikrine ayır.”
Geylâni hazretlerin müslümanlara yol göstereceği on beş mektubuyla Dünya hayatın gaflet uykusundan uyanmanın bu fani dünyanın insanoğlunu aldatmaması ve
Gelecekte ise çalışma kavramından bahsederken gerçekten çaba sarf ettiren lüzumsuz detaylardan arındırılmış ve yoğun düşünce gerektiren konsantrasyon anlaşılacaktır
Tarih ciddiye alınmalı mıdır? Yoksa ona seyirci gibi mi katılmalıdır?
Onda bir hedefe doğru bir çaba mı, yoksa lüzumsuz ve nedensiz yere
harlanan ve soluklaşan bir ışığın şenliği mi görülmelidir?
KİTAP TAVSİYESİ: ( İNCELEME )
Erdemli Ve İlkeli Bir İnsan Olmak İçin Okumaya, Araştırmaya Ve Sorgulamaya Devam Edelim.
Düşünenlerle Düşünüyorum
Yazar: Jules PAYOT
Kitap: İrade Terbiyesi
Tür: :Psikoloji, Kişisel Gelişim, İnsan ve Toplum
Kıymetli Dostlar Jules Payot’un“İrade Terbiyesi” kitabı, iradeyi güçlendirme ve kişisel gelişim konularına
Murathan Mungan...
Hayatını edebiyata adamış bir insan.
Şiirler, öyküler, metinler, denemeler, eleştiriler, tiyatrolar, incelemeler ve daha niceleriyle yazın dünyasına katkı vermiş, halen de vermeye devam eden; diliyle, üslubuyla kendine bir okur kitlesi edinmeyi başarmış edebi şahsiyet.
Yaz Geçer ile tanıştım onun kalemiyle. Yaz geçti. Ama
Tarih ciddiye alınmalı mıdır? Yoksa ona seyirci gibi mi katılmalıdır? Onda bir hedefe doğru bir çaba mı, yoksa lüzumsuz ve nedensiz yere harlanan ve soluklaşan bir ışığın şenliği mi görülmelidir
Tarih ciddiye alınmalı mıdır? Yoksa ona seyirci gibi mi katılmalıdır? Onda bir hedefe doğru bir çaba mı, yoksa lüzumsuz ve nedensiz yere hatırlanan ve soluklaşan bir ışığın şenliği mi görülmelidir?
İrade Terbiyesi, okurken çok etkilendiğim, neredeyse her satırının altını çizdiğim bir kitap oldu. Jules Payot'un 1893 yılında kaleme aldığı eser hakkında Cemil Meriç, disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim derken; Önemli hukukçu Ali Fuat Başgil ise keşke on sekiz yirmi yaşlarımdayken okumuş olsaydım diyor. Kitabı bir başucu eser
Gelecekte ise "çalışma" kavramından bahsederken gerçek anlamda çaba sarf edilen, lüzumsuz detaylardan arındırılmış ve yoğun düşünce gücüyle üretilen konsantrasyon anlaşılacaktır.
İnsanlık, tamamlanmamış bir projedir çünkü. Benliğimizin derinlerinde bir yerlerde bu eksikliği biliyoruz. Bu eksikliği başka şekillerde doldurmaya çalışıyoruz. Fakat lüzumsuz bir çaba bu. Belki de eksik kalmak, projenin ta kendisidir.
Almıla
@Mrsblue
·
25 Nisan 2023 02:05
İnsan olmayı hiç bir zaman beceremedik. Hep uçlarında yaşadık her şeyin . Ahlaksızlığın, cehaletin , şiddetin , yargıç kesilmenin ve sahtekarlığın en alasını yaptık.
Komik olan ise tüm bunlara rağmen kendimizi her daim üstün bulacak bir kılıf uydurmuş olmamız .
Irkımızdan , dilimizden , dinimizden , cinsiyetimizden , düşüncelerimizden her zaman bir üstünlük emaresi bulup çıkardık . Hiç bir şey bulamadıysak bile rengimizi attık ortaya . Sonra sahte tahtların üzerine çıkıp tükürdük altta kalan uyanmışlara ! Ezdik herbir konuşan ağzı ve parçalara ayırdık insanlığa dair son emareleri yarınlar yokmuşçasına ! Bugün geriye yalnız umut kaldı bunlardan . Köşede beklemiş tahtın devrileceği o anı bekliyor sabırsızca . Geriye sadece bir umut kaldı ... Kimsesizliğin ıssızlığı ile!