Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Merve Hodancı

Yalnızlık içinde yaşanan bir şeydir, ama bizi dünyaya bağlar. Her türlü yaratıcılığın anasıdır ve her adamı diğerlerinden ayrı kılar.
Reklam
Karşıdakine daima ölümden önce bir kaçış yolu bırakman gerekir.
Çünkü herkesin içinde bir miktar şiddet mevcuttur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ve tanrı çocuğun zihninde devrilip paramparça olur.
Reklam
Her şeyi kapkara görüyordu. Hiçbir zaman mutlu etmeyi başaramadım onu...
Ayrıca bu yalnızlıkta sadece belirsiz bir karanlık olduğunu fark etmeli, sevgiyle dolu mutlu bir yaşamın doğabileceğine inançsızlığı bırakıp mutlu bir aile için yepyeni bir amacın peşinden gitmeliydi.
Kutsal kitapta “Öldürmeyeceksin” yazar. O birini öldürdü diye şimdi onu öldürüyorlardı. Olacak şey miydi bu?
Hiç de çocuk olmayan, ömründe bir kez bile ağlamamış kırk beş yaşında bir insanın korkudan ağlayabileceğini düşünemezdim. O anda ruhunda neler olmaktadır, ruhu nasıl kıvranmakta, sarsılmaktadır? Ruhun küçük düşürülmesi, aşağılanmasıdır bu, başka bir şey değil!
Ama bu söylediğime ister inanın, ister inanmayın, o korkusuz, güçlü kuvvetli adamın yüzü idam sehpasına çıkarken kâğıt gibi bembeyazdı. Ağlıyordu.
Reklam
Oysa yarına kadar bu tamamen değişecek, beden tamamen yok olacak ve onun kalıcı yokluğunun üstünü tasarılar, düzenlemeler, anımsamalar ve zaman örtecekti. Evet, hemen. Yok oluş, ânında başlıyor ve bir anlamda hiç bitmiyordu.
Akıl kendisinin yokluğu karşısında ürperir; bir gün düşünemez hale geleceğini düşünmeye dayanamaz çünkü bu, boşlukların en korkutucusudur.
Bu, hayatımda ilk kez geçtiğim bir yoldu, ama bir daha asla bu yoldan geçmeyecektim.
Sanki içimdeki tüm organlar boşalmışçasına bir umutsuzluğun yanı sıra, uyku halindeki bir tür mutluluğun bedenimden taştığını hissettim. Gidecek bir yerimin olmayışı geçici bir özgürlüktü. Ama en azından hayatımın son gümlerini ordunun takdirine göre değil, kendi istediğim gibi geçirebilirdim.
Artık yana devrilmekte olan güneşin ışıkları, suya yansıyan bizi eğri büğrü gösteriyor. Bir an korkuyorum. Buraya ilk geldiğimdeki o çingene çocuğu değil de, şimdiki gibi temiz, başka giysiler içinde ve arkamdaki kadınla beraber olduğumu kabullenene kadar bekliyorum. Tası suya daldırıp dudaklarıma götürüyorum. Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı. Tası yeniden daldırıp güneşin suda yansıdığı yere kadar kaldırıyorum. Altı yudum içip, utancın ve sırların barınmadığı bu yerin, şimdilik, yuvam olmasını diliyorum.
638 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.