Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
malcolm muggeridge’ e göre,
Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor.
İster seks ister mastürbasyon yoluyla olsun, orgazmdaki seratonin salınımı ve ani kas gevşemesi, sahip olduğumuz en etkili ve yaygın ilaçları oluşturur. Bağımlılığımız yoksa bile, her gün orgazma erişmek için toplumsal, kültürel ve medya baskısının yaylım ateşi altında tutuluruz. lngiliz teolog Malcolm Muggeridge 1960'larda şunu gözlemlemişti: "Orgazm, arzunun odağı ve gerçekleşmenin imgesi olarak Haç'ın yerini almış durumda." On yıldır dünyadaki hemen her kadın (ve daha sonraları) her erkek dergisi, orgazm konulu aylık sansasyonel bir bölüm yapmak zorunda hissetmektedir kendini.
Reklam
190 syf.
·
Puan vermedi
Mevlana'nın şu sözleriyle başlamak istiyorum:"Sopayla kilime, halıya vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, onun tozunu ve kirini almaktır." Hayat koşturmacasıyla geçen günlerimizde bu kitabın bazı noktalarda tozumuzu alacağı düşüncesindeyim.Yazar bazı noktalara yaklaşımımız, onların hayatımızdaki yeri ve önemini de sorgulatıyor. Örneğin para; İnsan ilişkilerinin yerini parayla ilişki mi alıyor? Amerika yerlilerinin sorduğu gibi,"Dünyada yenecek bir şey kalmadığı gün parayla mı karnımızı doyuracağız?(Sayfa 96) Burda cümlenin orjinal halini paylaşmakta yarar olduğunu düşünüyorum:"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!" Televizyon; Malcolm Muggeridge'e göre "Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor."(Sayfa 103) Televizyon dünyayı daha yakından tanımamızı sağlayarak ufkumuzu mu genişletiyor, yoksa kaçmaya çalıştığımız dünyayla aramıza mesafe koymamızı sağlayan bir araç mı?(Sayfa 103) Psikoloji alanında yazılmış çok güzel bir eser. Keyifli okumalar..
Hayat
HayatEngin Geçtan · Metis Yayınları · 20234,066 okunma
Bilinçsiz kölelik.
*** İnsanların Tanrı’ya inanmayı bıraktıktan sonra, artık hiçbir şeye inanmadıkları söyleniyor bize. Aslında durum bundan çok daha kötü… Artık her şeye inanıyorlar. Malcolm Muggeridge
Bir zamanlar çok önemliydi artık boş ve saçma…
Son günlerde, arada bir yaptığım gibi geriye dönüp yaşantıma baktığımda beni en çok sarsan, bir zamanlar bana çok önemli ve cazip gelen şeylerin şimdi boş ve saçma görünmesi oluyor. Örneğin, her türlü aldatıcı kisvesi içinde başarılar, tanınmak ve övülmek; para kazanmak, ya da kadınları baştan çıkarmak, ya da yolculuğa çıkmak, dünyanın bir orasına, bir burasına, Şeytan gibi bir aşağı bir yukarı gidip gelmek, Gösteriş Dünyası'nın sunduğu şeyleri açıklamak ve yaşamak gibi apaçık zevkler. Geriye baktığımda, bütün bu kendini tatmin denemeleri, Pascal'in "toprağı yalamak" dediği türden, salt fantezi gibi görünüyor. Malcolm Muggeridge
Reklam
İnsanların Tanrıya inanmayı bıraktıktan sonra, artık hiçbir şeye inanmadıkları söyleniyor bize. Aslında durum bundan daha kötü... Artık her şeye inanıyorlar. Malcolm Muggeridge
MALCOLM MUGGERIDGE'E göre ise "Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor." Televizyonu, hiçbir zaman, nefret ettiğim ya da bakmaktan kendimi alıkoyamadığım büyülü bir kutu olarak algılamadım. Ancak, günümüz televizyonuna bakışım yine de ikilemli bir soruyu içermekte: Televizyon dünyayı daha yakından tanımamızı sağlayarak ufkumuzu mu genişletiyor, yoksa kaçmaya çalıştığımız dünyayla aramıza mesafe koymamızı sağlayan bir araç mı?
Sayfa 103Kitabı okudu
Some ateist problems
Noel'de BBC tarafından Malcolm Muggeridge'e karşı bilim cephesinden bir denge sağlayayım diye bir radyo programına davet edildim. Muggeridge yakın zaman öncesinde Katolikliğe geçtiğini ilan etmişti, o bayram döneminde de esas konuk oydu. Bu büyük adam Hıristiyanlığın gizemleri üzerinde durup söyleyeceğini söyledikten sonra bana dönerek, "ama bütün cevapları bilen ya da bildiğini iddia eden adam işte burada," dedi. Elimdeki sınırlı zaman içinde Muggeridge'e gereken cevabı vermeye gayret ederek bilimin bütün cevapları bildiğini iddia etmediğini ve esasen mutlak imana ve hakikatin bilindiği inancına dayalı olanın bilim değil, din olduğunu belirttim. "Ben hiçbir şeye inanmıyorum," dedim ve tam bu lafın ne anlama geldiğini açıklamak üzereydim ki program sona erdi. Bütün bayram dönemi boyunca eş dost bu sözün yankısıyla karşıladı beni; benim herhangi bir şeye mutlak inancımın olmayışının, güneşin bir gecede yok olmayacağı ihtimali gibi makul varsayımlara başvurarak normal bir hayat sürmemi engellemediğini anlatmak için saatler harcamak zorunda kaldım.
Sayfa 10
İnsanların Tanrı'ya inanmayı bıraktıktan sonra, artık hiçbir şeye inanmadıkları söylenir bize. Aslında durum bundan daha kötü... Artık her şeye inanıyorlar. ( Malcolm Muggeridge )
Reklam
MALCOLM MUGGERIDGE'E göre ise "Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor."
Sayfa 95 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"İnsanların Tanrı'ya inanmayı bıraktıktan sonra, artık hiçbir şeye inanmadıkları söyleniyor bize. Aslında durum bundan daha kötü. Artık her şeye inanıyorlar." MALCOLM MUGGERIDGE
İnsanların Tanrı'ya inanmayı bıraktıktan sonra , artık hiçbir şeye inanmadıkları söyleniyor bize. Aslında durum bundan daha kötü... Artık her şeye inanıyorlar. -Malcolm Muggerıdge
MALCOLM MUGGERIDGE'E göre ise "Televizyon insanları koflaşturmaya amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor." Televizyonu, hiçbir zaman, nefret ettiğim ya da bakmaktan kendimialıkoyamadığım büyülü bir kutu olarak algılamadım. Ancak, günümüz televizyonuna bakışım yine de ikilemli bir soruyu içermekte: Televizyon dünyayı daha yakından tanımamızı sağlayarak ufkumuzu mu genişletiyor, yoksa kaçmaya çalıştığımız dünyayla aramıza mesafe koymamızı sağlayan bir araç mı?
MALCOLM MUGGERIDGE'E göre ise "Televizyon insanları koflaştırmayı amaçlamıyor, insanların kofluğunu ortaya çıkarıyor."
Sayfa 95 - e kitap
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.